Yaşım 55 i geçmek üzereydi bu üniversitede, son 9 yılımı profesör olrak geçirdim ilk zamanlar heycanlı ve zevkliydi oysa artık eskisi kadar zevk almıyordum. okul dışında yalnız yaşayan biriydim. boş zamanlarımı ya araştırmalarıma ayırarak yada spor yaparak geçiriyordum. ve tabiki birtürlü ulaşamadığım güzel genc ve bakımlı kadınların kölesi olma hayalleriyle. Bir gün üniversitenin spor salonuna inmiştim. amacım sadece biraz spor yapmaktı, tam soyunma odasına giderken bayanlar soyunma odasının kapısının acuk olduğunu gördüm. gözüme ilk çarpan şey orda öylesine duran bayan ayakkabıları idi, kendimi alamayıp içerdede kimselerin olmadığından cesaret alarak içeri girdim ve yüksek topuklu bir ayakkabı aldım elime. okadar güzel ve çekici duruyorduki yılların vermiş olduğu içimdeki kölelik aşkı bir anda dışarı fırladı sanki, elimdeki ayakkabı kalbimin daha hızlı çarpmasına yol açtı, dizlerim titriyor ve ayakta duramıyordum sanki, birden yere dizlerimin üstüne çöktüm, elimdeki ayakkabı tüm benliğime hitap ediyor ve adeta ona hizmet ve kölelik etmem için bana emirler yadırıyordu.Saygıyla eğilip ince sivri burunlu, yüksek topuklu ve uzun bağcıklı bu bayan ayakkabısını ucuna dudaklarımı değdirdim. içimdeki alev okadar sarmıştıki beni birtürlü elimden bırakıp çıkamıyordum oradan, ve artık bu bayan ayakkabısının kölesi olmuştum adeta, yavaşca aykkabının altını yalamaya başladım, kendimi alamıyor ve artık beni özgür bırakması için ona yalvarıyordum, ama çok vijdansızdı ve beni tamamen sömürmeden bırakmayacaktı ben ona beni artık bırakması için yalvarırken o sivri ucu ile ve yeni yalanarak temizlenmiş tabanıyla yüzüme tekmeler indiriyordu. Elimdeki ayakkabının tamamen etkisi altında ezilmiş bir köle olarak nekadar zaman geçirdiğimi fark etmemiş olcağımki spor salonunda atreman yapan üniversitenin kız voleybol takımının gürültüsünü hic duymadım ve hatta onlardan birinin arkamakadar gelip beni seyrettiğinide anlayamadım. Arkama döndüğümde şebnemi gördüm. kollarını göğsünde kavuşturmuş ve aşalayıcı bir yüz ifadesiyle bana bakıyordu. bense ne yapacağımı şaşırmış bir şekilde dona kaldım ve biran önce oradan kalkıp uzaklaşmayı düşündüm. ama nereye kadar çünkü şebnem benim haftada en az 6 saat ders verdiğim öğrencilerimden biriydi. belkide istifa edip tamamen okuldan ayrılmalıydım diye düşündüm. Bu düşüncelerimin esnasında zavallı gözlerimi şebnemin alaycı yüzünden aldım ve doğrularak çabuk adımlarla gitmeye çalıştım, kapıya ulaşmam için şebnemin yanından geçmeliydim, kafam önümde yürüyordum tam şebnemin önünden geçerken, – Profesör daha temizlenmesi gereken ayakkabılarım var. dedi şebnem ve beni kravatımdan tutup yüzümü yüzüne yaklaştırdı. ve bana – Artık elimden kurtulamayacaksın kıcımın profesörü dedi. Devamı 2 de