Tarafından   12 Mart 2015
0

Yine amcamlara gitmiştim. Her zamanki gibi içeri girdim ve ilk işim kapıyı açan Nur Yengemin ayaklarını öpmem oldu. Fakat bu kez onlar tasmamı hazırlamamışlardı. İçeri geçtik. Ben Nur Yengemin ayaklarını öpüp yalarken oda bana bugün teyzemlerin geleceğini ve birlikte dışarı çıkacaklarını, bu esnada da Tuba’nın hizmetini yapmam gerektiğini söyledi. Az sonra Tuba da odasından çıktı ve yanımıza geldi. Ben hemen Tuba’ya doğru yöneldim ve ayaklarını öpmeye başladım. Artık bu alışkanlık haline gelmişti. Ardından Tuba da bugün için annem sana anlattı herhalde dedi. Bende Tuba’nın kölesi olduğum zamanlarda yaptığım gibi havlayarak evet dedim. Tuba’nın ayaklarını yalamayı sürdürdüm. Aradan bir saat geçmişti ki teyzemler geldi. Ama teyzem kızı Berrak’ı da getirmişti. Ben Berrak’ın kölesi olmaya daha önce başlamıştım ama ikisinin de birbirinden haberi yoktu. Teyzemle yengem çıkınca biz üçümüz evde kaldık. Fakat ikisi de bana emir veremiyorlardı. Çünkü birbirlerinden çekiniyorlardı. Berrak 16 yaşına gelmişti ve liseye gidiyordu. Berrak’ın 4 Tuba’nın ise 3 yıldır kölesiydim. Fakat Tuba bu zaman zarfında bana yapmadığını bırakmamıştı. Annesiyle birlikte tuvaleti hiç kullanmıyorlar ağzımı tuvalet olarak kullanıyorlardı. Evlerinde tasmalar kırbaçlar vardı. Ve Tuba beni arkadaşlarının içinde de köpek gibi kullanıyordu. Berrak ise ayak öptürmek, yalatıp yıkatmak, ve üzerine çıkmakta kullanıyordu. Kızlar sürekli birbirlerinin dışarı çıkmasını bekliyor ve fırsat kolluyordu. Özellikle Tuba bana hükmedemediği için sinirleniyordu. Nihayet berrak diğer odaya gidince Tuba hemen kalkıp yanıma geldi ve tokatlamaya başladı. Berrak duyacak değince duymaz diyordu. Ardından ağzımı açtı ve ard arda ağzıma tükürdü. Sonra da eğilip ayaklarını öpmemi istedi. Tam öperken kapı sesini duydum ve kafamı kaldırmaya çalıştım. Fakat Tuba kafama ayağıyla bastırdı. Bende yere kapaklandım. O esnada da berrak içeri girdi. Beni Tuba’nın ayakları dibinde görünce yanımıza geldi ve “demek senide ayaklarını öpüyor bu” dedi. Ben hemen doğrulmuştum. Bunu duyan Tuba bana sert bir tokat attı ve “demek bildiği halde bana söylemedin. Sen şimdi görürsün köpek” dedi. İşkence başlamıştı. Berrak’a döndü ve “sen bu köpeğe neler yaptırıyorsun.” dedi. Berrak’ta yaptırdıklarını anlatınca Tuba ”şimdi sana yeni şeyler öğreteyim” dedi. Tuba ilk olarak git hazırlan dedi. Ne yapacağımı biliyordum. Derhal gidip Tuba’nın odasında dolapta duran tasmayı aldım ve boynuma geçirdim. Ardından çırılçıplak soyundum. Sonrada ağzıma bir tasma alıp onların yanına köpek gibi 4 ayak pozisyonunda döndüm. Berrak bunu görünce önce utandı. Çünkü çırılçıplaktım. Kırbacı doğruca Tuba’nın ayakları dibine bıraktım. Tuba tasmanın ucundan tuttu ve kırbacı alıp tüm gücüyle kırbaçlamaya başladı. O kadar sert vuruyordu ki bağırıyordum. Bir yandan da “kes sesini köpek” diye bağırıyordu. Berrak bana acımış olacakki yeter diyordu ama Tuba “sen karışma o itiraz edemez” diyordu. Tuba bir süre daha kırbaçladıktan sonra yoruldu. Berrak’a “sende denesene” dedi. Berrak “hayır” dese de Tuba “oda istiyor istersen sor” dedi. Berrak bana baktı. Bende Tuba’nın zorlamasıyla “evet Berrak yalvarırım sende kırbaçla” dedim. Berrak kırbacı aldı ve önce yavaş vurmaya başladı. Tuba’nın “daha sert,daha sert” demesiyle oda giderek daha sert vurmaya başladı. Sonunda kıçım kırbaç izleriyle kaplanmış ve dokunulduğunda acıdan bayılacak gibiydim. Ardından Tuba beni sırtüstü yere yatırdı ve Berrak’a tutunarak üzerime çıktı. Çıplak ayaklarını ağzıma soktu. Ayaklarını uzun süre ağzımda tutup emdirdi ve yalattı. Sonrada iki ayağıyla yüzüme çıkıp yüzümde ayaklarını paspasa siler gibi hareket etti. Bir süre sonrada indi. Berrak bu sırada göğsüme çıktı. Berrak’ta uzun süre ayaklarını yalattı. Bu esnada Berrak tuvalete gideceğini söyledi. Tuba hemen benim gidip hazırlanmamı söyledi. Tuba ve annesi daha önce bir çok kez ağzıma yapmışlardı ama bu Berrak’ın ilk olacaktı. Berrak önce normal tuvalete yöneldi fakat Tuba onu odasına götürdü. Orada Tuba’nın ve annesinin kullandığı özel bir klozet vardı. Klozetin altı açıktaydı ve kanalizasyona bağlı değildi. Klozetin önüne kafamın sığacağı kadar bir bölüm açmışlardı. Ben her seferinde klozeti hafif kaldırıyor ve kafamı altına sokuyordum. Klozete biri oturduğunda kafamı çıkartmam imkansızlaşıyordu. Klozetin içindede ufak bir lamba vardı ki suratıma yaparken göreyim diye. Berrak önce tereddüt etti. Fakat Tuba onu cesaretlendirmek için önce kendisi pantolonunu indirdi ve klozete tam oturmadan Berrak’ın görebileceği şekilde suratıma işedi. Ardından Berrak gelip klozete çekinerek oturdu ve işemeye başladı. O kadar çok işedi ki suratımda ıslanmayan yer kalmamıştı. Fakat Berrak sıçması gerektiğini söyleyerek kalkmak istedi. Tuba ise onu da yap dedi. Berrak önce itiraz etse de kabul etti. Tuba’nın emriyle ağzımı açabildiğim kadar açtım. Berrak’ın o güzel götünden çıkan boklar ağzıma doluyordu. Berrak iyice yaptıktan sonra Tuba’nın verdiği peçeteyle kıçını sildi. Kalkıp üzerini topladı ve bana bakmaya başladı. Tuba da baş ucumda bakınıyordu. Tuba’nın “çiğne ve yut” demesiyle o bokları çiğneyip yuttum. Tuba Berrak’a dönüp “bundan sonra sende tuvaletini boşuna harcama bak onlar bir domuzu doyuruyor” dedi ve gülüştüler. O günü iki kızın işkenceleriyle geçirdim. Tuba bir ara Berrak’a “bu köpeği hiç dışarı çıkardın mı?” dedi. Berrak “hayır” dedi. Tuba “ben onu liseden beri bayağı yere götürdüm. Voleybol antrenmanına,lise veda partisine, şimdiki okuluma hatta 2 kez burada bile dışarı çıkardım. Sende bunu mutlaka dene saygınlığın artıyor” dedi. Berrak’ta “mutlaka deneyeceğim hatta yarın okula götüreyim” dedi. Bana baktılar itiraz edecek halim yoktu zaten. Akşam yengemler geldi. Ve Berrak’ı teyzem orada bıraktı. Bende kaldım ve tüm geceyi Tuba Nur Yenge ve Berrak’ın emrinde geçirdim. Ertesi günde berrakla okuluna doğru yola çıktık. Tuba yine beni çağırmıştı. Bu arada amcamla yengem boşanmış Tuba ise okulda olmadığı zamanlar annesinin yanında kalıyordu. Bu sayede evde daha rahat hareket ediyorlar ve beni daha rahat kullanıyorlardı. Evlerine gittiğimde kapıyı Tuba açtı. Ben de her zaman yaptığım gibi eğilip ayaklarını öpmeye başladım. Tuba bu esnada tasmamı boynuma geçirdi ve sana bir sürprizim var dedi. Tasmamdan çekerek salona götürdü. Salonda Nur Yengem oturmuş televizyon seyrediyordu. Tuba tasmamı bıraktı bende selam vermek için Nur Yengemin yanına gittim. Nur Yengemin ayaklarını dur diyene kadar öptükten sonra Tuba’nın ayakları dibine geçtim. Tuba bacak bacak üstüne atmıştı. Emriyle ayağındaki terliği çıkardım ve ayaklarını yalamaya başladım. Uzun süre ayaklarını yalattıktan sonra kurulamamı istedi. Üzerimdeki t-shirt ile kuruladım. Terliklerini tekrar giydirdim. Tuba ayağa kalktı ve sana sürprizimizi gösterelim dedi. Tasmamdan tuttu ve odasına götürdü. Odasında 2 kabın yanında durdu. Biri bir şişe ve içi muhtemelen sidik dolu sarı bir sıvıyla doluydu. Şişenin üzerinde huni şeklinde bir kap vardı. Diğer kap içi ağzı çok sıkı kapatılmış bir kutuydu. Tuba işaret edip bunları al dedi. O kapları aldım ve banyoya taşıdım. Banyoya Tuba ve Nur Yenge de geldiler. Tuba işte sana sürprizimiz kutuyu açsana dedi. Kutuyu korkarak açtım ve korkmakta haklıydım. İçi bok doluydu. Tuba kutuyu göstererek “bunları ne kadar sevdiğini düşündüm ve ziyan olmaması için bir yol buldum. Bundan sonra 3 günde bir bize boş mide ile gel çünkü yiyecek çok şeyin olacak. Burada yalnızca benim 4 günlük bokum ve şişede de sidiğim var. Bunları şimdi bitireceksin” dedi. O kadar boku yedirmemesi için yalvardıysam da kararı değişmedi. Önce kafamı o bok dolu yayvan kaba soktu ve ayağını kafama koyup suratımı o bokların üzerine bastırdı. Sonrada saçlarımdan tutup kaldırdı. Annesine dönüp “Bak ne kadar çok istiyor yemeyi. Aceleden neresiyle yiyeceğini şaşırıyor” dedi ve ikisi de kahkahalarla gülmeye başladılar. Daha sonra Tuba o bokların tamamını bana yedirdi. Üstüne de hemen hemen 1 litreyi bulan 4-5 günlük sidik birikimini içirdi. Midem çok kötü olmuştu. Tuba işim bitince bana “Buna alış bundan sonra her 3 günde bir bize geleceksin. Yemeğini ve içeceğini içecek sonra gideceksin. Üstelik bundan fazla olacak çünkü annem ve ben artık tuvaleti hiç kullanmayacağız” dedi. Gerçektende o günden sonra mümkün olduğu kadar dışarıda tuvalete gitmiyorlar özellikle Tuba tüm atıklarını bana ayırıyordu.

Bir cevap yazın