Tarafından   26 Şubat 2015
0

Adanaya komşu bir yöreye kocamın ve benim öğretmen olarak tayinim çıkmıştı. Burada ev bulmak çok zordu fakat şanslı idik, şehrin en çok rüzgar alan yüksekçe yerinde,iki katlı,dört daireli,üst iki dairesi boş, alt dairenin birinde ev sahibimizin oturduğu bir ev bulduk. Ev sahibimiz Necdet amca 65 yaşlarında, asker emeklisi, hoşsohbet bir insandı.Karısı on yıldan beri kötürümdü ve iki kızı bir oğlu vardı.Kocam Arda,ben, bu arada adım Emel,ve iki oğlumla ev sahiplerimizle bayağı samimi olmuştuk. Hatta küçük oğluma onlar bakarken, büyüğü okula gidiyordu.Yaşımda yirmi yedi idi. Sık sık ya onlar bize veya biz onlara yemeğe gidiyorduk. Necdet amca güzel fıkralar anlatır bizi güldürürdü,bunların bazısı belden aşağı olur benim kızarmama neden olurdu. Kocama neden bunları anlatıyor dediğimde, aldırma yanımızda nasıl olsa çocukları da var derdi,bu nedenle bu fıkralara alışmıştım.Yine bir yaz akşamı onlara davetli idik,Necdet amca beni bir yanına kocamı öbür yanına çocuklarıda karşı tarafa,yaz olmasından dolayı çorap giymiyordum,bacaklarım külotum hariç çıplaktı. Necdet amcada kısa bir şort giymişti. Nasıl oldu ise hafif bir çevirme ile çıplak bacaklarım onunkine yapıştı. O hiç istifini bozmadı,ben sağa dönmek istedim,çocuklar görür diye korktum, sola dönsem ona daha çok yapışacaktım,öylece kaldım ve hiç bir şey olmamış gibi sohbete devam ettik. O da bundan memnundu,27 yaşında,piliç gibi ,güzel bir kadının bacaklarına temas onun için az şey değildi.Bu tesadüfen benden kaynaklanmıştı. Bahçeye bakan mutfağın önünde bir gün çamaşır sererken Necdet amca elinde hortumla bahçeyi suluyordu. Beni görünce günaydın Emel hanım dedi. Bende günaydın Necdet amca dedim.Nasılsın diye önce ben sordum. Amaaan, ne olacak benim halim biliyorsun işte dedi. Ne var halinde, hayrola diye sordum. Biliyorsun hanım kötürüm, yıllarda beri açım. Anlamamazlıktan gelip, neden açsın çocukların sana bakıyorlarya. Öyle değil,cinsel yönden hiç kadın görmedim demezmi. Şimşekler beynimde çakmıştı, sertçe ne yapayım yani. Senden yardım istiyorum dedi. Çok kızmıştım, utanmıyormusun, yaşlı başlı adamsı, çocukların ve karın var, ben ki evli ve iki çocuğum var, bunu bana nasıl teklif edersin bunak , böyle mi diyorsun dedi. Evet az bile söyledim dedim. Ne yapalım ÜÇ Ay daha sabrederim, bunca sabrettim dedi. Bana ne, ne kadar sabredersen et diye tersleyerek kapıyı kapatıp içeri girdim.İçeri girince kendimi kanapeye atıp hüngür hüngür ağladım. Ben evli, genç iki çocuk sahibi,üstelik bir öğretmendim, bunu bana nasıl tekli ederdi, birde üç ayla tehdit ediyordu,üç ay sonra bizi evden çıkaracaktı.Olsun ne yapalım, moroğun kucağınamı oturacaktım. Kocama söyleyemezdim, sakin bir şekide olayların gelişmesini bekleyecektim. Necdet beylere gitmemeye çalışıyor, gidince de ondan uzaklara oturuyordum.Bir kaç hafta sonra öğleyin okul dönüşü kızları Necla, bana gelerek ağlamaya başladı. Ne var neden ağlıyorsun diye sorduğumda babam ağır hasta şu an yatıyor. Neyi var, kan kanseri üç aylık ömrü kalmış. Beynimde üç ay daha sabrederim sözü yankılandı, şaşırmıştım. Nasıl olur nereden biliyorsunuz. Geçen ay Ankaraya gitmiştik ya eee dedim. O zaman doktorlar söylemişti. Kimse bilmiyor ama dedim. Yalnız o ve ben biliyoruz, bana yemin ettirdi kimseye söylememem için. Şaşırmıştım, demek bu yaşlı amcam beni evden çıkmakla tehdit etmemişti. Çok üzüldüm. Hemen onu görmeye evlerine gittik, adeta baygın yatıyordu, serum baglanmıştı, karısına geçmiş olsun deyip eve döndüm. Zihnim karma karışıktı. Ne yapmalıydım, cevabını bulamaıyordum. Benden istediği son isteği olabilirdi, ben bunu reddetmekle acımı çekerdim,ama evliydim, çocuklarım vardı. Ya ölürse… İşte bu beni çıldırtıyordu. Ne yapmalıydım,iyi olursa onun bu son arzusunu yerine getirebilirmiydim, buna gücüm ve cesareti varmıydı ve nasıl olacaktı.Yavaş yavaş onu arzuladığımı hissediyordum, değişik bir duyğuydu. Sabah okula gittiğimde sınıfta hep bunları düşünürken altımın ıslandığını hissettim ve dolaptan pamuk alarak tuvalete koştum. Kilotumun içine pamuğu koyarak içimden akan suların eibisemi islatmasını önledim. Okul dönüşü eve geldiğimde hemen tuvalete koşup, pamuğu ve sırılsıklam ıslanmış kilotumu çıkardım, yenisini giymeye üşenerek önce hastamın yanına gideyim, sonra giyerim dedim.Evlerine geldiğimde, ayıldığını,havalı olur diye üst kata kendini taşıdıklarını söylediler. Necva ile yukarı çıktığımızda yatağında gözleri açık yatıyordu,beni görünce gözleri parladı. Geçmiş olsun,bizi çok korkuttun dedim. Yan yan baktı, adeta bana sana küsüm der gibi. Necla bana bir kahve yaparrmısın dedi. Hemen Emel abla dedi mutfağa koştu ve burada kalmamış, aşağıda yapıp getireyim dedi. Bana küsmüsün dedim.Yatağının yanında ayakta duruyordum,sağ elini uzattı, çıplak dizlerime dokunarak ,sağ bacağımı okşayarak yukarı doğru çıkmaya başladı. Çıkarken bütün gücü ile etimi sıkıyordu.Amıma geldiğinde şaşırarak, külot dedi. Senin için giymedim ,çabuk iyi ol seninle işim var derken elinin baş parmağını olduğu gibi amımın dudaklarından göl gibi olmuş içime soktu. İlk defa yabancı bir erkek bana dokunuyordu. İçimde oynamaya başladı, kıvranıyordum,tam yarağına dokunmak için yorğanı kaldıracakken,kızının ayak sesi ile oda bende ellerimizi çektik. O ıslak parmağını ağzına götürüp yalamaya başladı. Kızı, ne o baba şeker mi yalıyorsun.Hayır daha iyisini dediğinde yüzüm kızarmıştı.Akşam kocam arda eve geldiğinde Necdetin hasta olduğunu söyledim. Hangi Necdet dedi. Ev sahibi dediğimde, ooo bu ne samimiyet dedi. Bende yok canım dil sürçmesi dedim.Kocamla beraber tekrar geçmiş olsuna gittik. Gündüze göre daha iyi idi. Arda orada yarın akşama Ankaraya seminere gidiyorum demezmi. Sevincimden uçacaktım.O da öyle idi. Ayrılırken kimseye çaktırmadan kalçama dokundu ve hafifçe yarın gece beni bekle dedi. Hiç seslenmedim. Ardayı yolcu ettikten sonra yıkandım, kıllarımı temizledim, kendimi erkeğime hazırladım. Acaba gelebilecekmiydi. Çocukları erkenden uyutup kapılarını kitledim, neolur ne olmaz.Gece ikiye doğru ayak sesi geldi. Anlamıştım o gelmişti. Hemen kapıyı açıp içeri aldım. Üzerimde ince bir gecelik ve yeşil küçücük bi kilot vardı. Dudaklarımız mengene gibi birbirine yapıştı.Elleri hoyratça kalçalarımı sıkıyordu. Geceliğimi çıkarıp beni yatağa yatırdı. Kendi soyunmaya başladı. Harika bir erkek vucudu vardı Göğsündeki kıllar toplanarak karnına ve oradanda yavaş yavaş çıkardığı sikinin olduğu yere iniyordu. Kilotunu çıkarınca çok şaşırdım, kılları okadar uzunduki ne siki ve nede taşakları görünüyordu. Hızla üzerime atladı, dudaklarımdan memelerime,oradan karnıma ve kilotuma inerek, onu çıkarıp amımı avuçladı, ağzındaki bir kaç dişiyle amımı yalayıp ısırdı.Daha sonra üzerime gelip sol elimi tutup aşağıya sikine götürdü. Ona yol göstermemi istiyordu. Memnuniyetle kabul ettim. Sikini kavradığımda Aman Tanrım bu da ne böyle. Kocamınkinden daha uzun ve daha kalındı. Kavradığımda baş parmağım ve orta parmağım kavuşmuyordu.Kocaman başını amımın ağzına dayadığımda,iri yarak sanki kendi öz yuvası imiş gibi amımın duvarlarını aça aça rahmime doru ilerlerken, ben çektiğim acı ve zevkten yaralı bir hayvan gibi IIIIIIGGGGGGGHHHHHHHHH diye inledim. Devamı öbür yazıya. İyi Okulamalar

Bir cevap yazın