Kategori Arşivleri: Fetiş (Fetish) Hikayeler

Fethiş , köle , sahibe ve mistress hikayelerini bulabileceğiniz bir çok fetiş sex hikayesin bir arada bu kategoride yayınlanmakyadır.

Ayaklarını Sürüyordu

Tarafından   5 Mart 2015
0

Ben 16 yaşında Ankaradan bir gencim… Ayak fetişisti olduğumu 10 yaşında fark ettim. Size geçen sene başımdan geçen bir olayı anlatmak istiyorum. Geçen senenin sonlarına doğru bir cuma günü 6-7 kişilik arkadaş grubuyla dersane sınavına girecektik ve okul çıkışından sonraki 2 saati okulda geçirmeye karar vermiştik. Aylak aylak okulda dolaşırken yakın arkadaşlarımdan biri yukarıdaki sınıflardan birinde bir kızın ayakkabılarını çıkarmış bir şekilde sıranın üstünde oturduğunu söyledi. (Çoğu arkadaşım ayak fetişisti olduğumu bilir). İsmini hatırlamıyorum da o kızın ayaklarından tahrik olan kız olduğunu da söyledi bana. Uzun zamandır aradığım fırsatı bulmuştum; çünkü o kıza açılmak ve bu konuları konuşmak için hiç fırsatım olmamıştı. Hızlı bir şekilde merdivenleri çıkıyordum ve birden beni bir heyecan sardı;çünkü bu ilk fetiş deneyimim olacaktı. Daha hiçbir ayağa dokunmamıştım, bunca yıl boyunca bütün vaktim onları hayal etmekle geçmişti. :))Daha sonra sınıf sınıf aramaya koyuldum ve sonunda bulmuştum. Muhteşem ince siyah külotlu çoraplarıyla ayaklarını sallıyordu. Süper dexterları da yerdeydi… Gerçekten bir garip olmuştum. Yavaşça sınıfa girdim ve o anki heyecanla napıyosun? dedim. O da bana sana ne der gibi baktı ve yaklaş dedi. Heyecanım her adımda daha çok katlanıyor ve napıcağımı bilemiyordum. Bi anda ayaklarını benim alete sürtmeye başladı. Benim alet sertleşmeye başlamıştı. O sürtmeye, iki ayağının arasına sıkıştırmaya devam ederken bir yandan da gömleğinin üstünde memelerini okşuyordu. Ben artık zevkten delirir gibi olmuştum. Çabuk yere yat dedi ve üstümde tepinmeye aletimi ezmeye başladı. Her şeyinden zevk alıyordum ama istediği her şeyi o bana yapıyordu. Artık zamanı geldi diyerek arkasına geçip hoplatmaya başlıycaktım ki bir hademe geldi ve napıyonuz la burada yalnız dedi. İkimizde şok olmuştuk. O çaktırmadan dexterlarını giyerken ben de kitap kaybolmuş onu arıyorduk diye yalan uydurdum. Hademe yarın bakarsınız, sınıfları kilitliycem… Dedikten sonra bütün her şeyin bittiğini anladım. Oradan çıktıktan sonra dershaneye gittim ve tuvalette bir posta 31 çektim. Hem sınava 10 dakika geç kalmıştım. Hem hiçbir soruyu yapamamıştım, hem de yaptığım şeyden tamamen zevk alamamıştım. Eve gidince hırsımdan ağladım ve duvarlara onlarca yumruk savurdum… Geçen bir yıl içinde fetişizmle ilgili hiçbir şey yapmadım ve gerçekten artık bişeyler yapmak ve o günkü zevki ve heyecanı bir daha yaşamak istiyorum. Eğer fantezilerinizi ve doğal olarak benim fantezilerimi gerçekleştirmek istiyorsanız bana mail atın. Derya hanımla da tanışmak istiyorum… Ayrıca sanal-seks yapmak isteyenler tüm emirlerinize itaat edebilecek bir köleyim… Sizin de maillerinizi bekliyorum…

Bitmeyen Yaz 1

Tarafından   4 Mart 2015
0

. Yalnız bir çocuk sayılırdım,pek arkadaşım yoktu ve 18 yaşıma gelmeme rağmen henüz bir sevgilim olmamıştı. Yalnız geçen yıllarım boyunca öğrendiğim bir şey varsa o da yalnızlığın insanın hayal gücünü kuvvetlenmeye,çalışmaya zorladığıydı. Sıkıntımı gidermek için pek çok ilginç fikir üretmiştim. Tabii fikirlerde bir süre sonra yetmemeye başladı bende hayal gücümü kullanarak fantezilerimi genişlettim. Daha önce bilmediğim yönlerimi keşfettim…Bunlar arasında en önemlisi kadın ayaklarına olan ilgimi keşfetmemdir ki zaten bu sayfalarda bu konuyla ilgili yaşadığım olaylar yer almaktadır. Gittiğimiz otel Alanya-Manavgat yolu üzerinde bir yerdi. Otelde bizden başka bir tane Türk aile vardı ve gerisi yabancıydı. Gerçekten muhteşem bir görünümü vardı ve yenilik kokuyordu. Daha sonradan öğrendim ki otelin ilk sezonuymuş. Odama yerleştim.(Ailem hiç olmazsa onlardan ayrı bir odada yatmama göz yummuştu.) Manzarası güzeldi. Camdan denizi ve havuzu gayet rahat görebiliyordum. Vakit kaybetmeden havuza doğru yollandım. İki gün geçtiğinde sıkıntıdan patlamak üzereydim,içimden sürekli beni buraya getirdikleri ve yalnızca sıkılmamı sağladıkları için aileme sövüyordum. Yalnızdım çünkü utangaç olmam,kızlara ya da diğer insanlara yanaşamamam yetmiyormuş gibi çevremdekilerin neredeyse tamamı yabancıydı. Biraz İngilizcem vardı hatta iyi konuşuyor sayılırdım ama konuşacak cesareti kendimde bulamıyordum. İki günümüde havuz kenarında ve denizin açıklarında geçirmiştim. Havuz kenarına iniyordum çünkü kendimi bir ayak cennetinde hissediyordum. Nereye baksam birbirinden güzel kadın ayaklarıyla karşılaşıyordum,güneş gözlüğümün ardından her ayağı inceliyor hepsiyle teker teker fanteziler kuruyordum. Yabancıların bu tür konularda daha esnek olduğunu düşündüğümden biraz umutlanıyordum. Belki durumumu farkeden bir Polonyalı yada Avusturyalı o güzel iki ayağı bana ikram edebilir diye düşünüyordum ama bu umutlarım düşündükçe sönüyor fanteziden öteye gidemiyordu. Denizde açılmayı çok severim,açıklardayken kendimi kıyıda yüzen insanlardan üstün görürüm. Ayrıca kıyıdaki kafalar birer benek olunca da yalnızlıktan korkar ne kadar kuvvetim varsa kullanarak kıyıya doğru bir depar atarım. İşte oteldeki ilk iki günümde havuzdan ayrıldığım zamanlarda yaptığım tek şey de buydu. Açıl…. sonra geri gel…. tekrar,tekrar…. İkinci günün akşamı aileme minnet borçluydum. Akşam yemeğini ayrı yiyordum ve yalnızlığıma küfürler yağdırıyordum. Bir ara masamdan kalktım ve bira almak amacıyla fıçıların oraya giderken bizimkilerin yanına uğramaya karar verdim. Onlar yemeklerini kapalı kısımda yiyorlardı,içeri girdim ve ŞOK!!!! Bizimkilerin yanında fazladan dört kişi daha vardı. İki masayı birleştirmiş, çevresine dizilmiş ve koyu bir muhabbete dalmışlardı. Baba olduğunu tahmin ettiğim kişi 50li yaşlarda görünüyordu ve karısının da ondan farkı yoktu. Babamın karşısında genç görünümlü iki kız oturmaktaydı,bir an umutlansam da benden büyük olduklarını anlayınca hevesim kursağımda kaldı. Bir kez daha yıkıldım,yalnızlığıma söverken iki tane muhteşem kızla tanışma fırsatı doğuyordu ama kendilerinden küçüklerle uğraşmayacakları kesindi. Masaya yaklaştım,gözler bana döndü, utancımdan yerin dibine girecektim. Keşke şu anda denizin dibinde yalnız olsam diye geçirdim içimden. Masadakilere merhaba dedim. Hepsiyle tokalaştım,umudum söndüğü için masadan uzaklaşmaya niyetliydim ama babam bakışlarıyla oturmamı emretti,emir demiri kesiyordu. Oturdum.Yaşlı amcanın adı Kaandı.Kaan amca, eşi Serap Hanım,kızları Banu ve Özlem beni süzdüler. (Dış görünüşüm çok hoştur ve kibar bir insanımdır.) İlk izlenimler iyi olmalıydı ki yüzler gülümsemeye başladı, arkasından da soru yağmuru…. İki saate yakın bir süredir masadaydık.Bu yeni aileyle pek samimi olmuştuk.Ankarada yaşadıklarını öğrenince bizimkiler iyice keyiflendi çünkü bizde Ankaradaydık.Sohbet boyunca birçok kere söze karıştım,onlarla güldüm ve yalnızlığımı unuttum. Banu 26 yaşında çok güzel bir kızdı.Ankara Üniversitesini bitirmiş, iş arıyordu. Uzun,dalgalı,kumral saçları ve şahane fiziğiyle beni nefessiz bırakıyordu.Özleminde ondan aşağı kalır yanı yoktu.Ablasından sadece iki yaş küçüktü ama fiziği onunla yarışıyordu,kızıl saçları mavi lensleriyle kimbilir ne canlar yakıyordu.Bilkent Üniversitesi mezunuydu ve staj yapıyordu. İkisinede aşık olmuştum.Ama maalesef onlara abla diye hitap etmek zorunda hissediyordum kendimi. Yemeğimi kendi masamda bırakıp gelmiştim ve haliyle hala açtım.Masadakilere durumu izah ettim ve açık büfeye doğru yollandım.Banu Ablada benimle kalktı ve tatlı masasına yöneldi.Beni pek sevmişe benziyordu.İkide birde takılıyor,şakalar yapıyordu. Yemekleri alınca ondan tarafa yöneldim.Gülümsedi,tatlılar hakkında yorumlar yaptık,bolca güldük.Masaya dönmeye hazırlanıyordu ki Banu Ablanın tabağındaki yaş pastalardan biri yere düştü.Bir kısmı ayağının üzerine dökülmüştü. O ana kadar nasıl dikkat etmediğime şaşırıyordum.İnanılmaz güzel ayakları vardı.Hayatımda gördüğüm en güzel ayaklara sahipti,çok seksi bir çift siyah terlik güzelliklerini pekiştiriyordu. O ayakların üzerindeki pastayı yalaya yalaya yemek ne güzel olur diye düşündüm.Biraz fazla düşünmüş,dalmış olmalıyım ki Banu Abla beni dürtmek zorunda kaldı.Hemen başımı kaldırdım. “Yiğitçim şu tabakları tutar mısın?” diye sordu.İsteği yerine getirim.Masadan bir peçete aldı ve özenle ayağını temizledi.Bana işi biraz uzatıyormuş gibi geldi.Acaba az önceki dalgın anımda düşündüğüm şeyleri anlamış mıydı?Yok canım nereden anlayacaktı….. Güzelce temizledikten sonra ayağa kalktı,peçeteyi masanın kenarına koydu ve elimden tabakları aldı. “Teşekkür ederim,zahmet oldu sana.” dedi.Bende önemli olmadığı yolunda birşeyler geveledim.Hem heyecandan hem de çekingenliğimi hala üzerimden atamamış olmamdan dolayı sesim çıkmıyordu. Arkasına döndü ve masaya yollandı.Bende kendime tatlı almaya başladım,peçete gözüme takıldı.Heyecandan benimki kalkmıştı.Etraftakilere çaktırmadan peçeteyi elime aldım,ağzımı siliyormuş gibi yaparak üzerindeki pasta parçacıklarını yaladım.O parçacıkların az önce Banu Ablanın ayağından,parmaklarından geldiğini düşününce zevkten boğulacak gibi oldum.Hayatımda ilk kez bir kadın ayağının tadına,dolaylı yoldan da olsa bakmış oluyordum…. Masaya döndüğümde kendimi toparlamıştım.Bütün bu olanların yalnızca üç yada dört dakika sürdüğüne inanamıyordum,bana saatler gibi gelmişti.Banu Abla ve Özlem Ablayla muhabbete daldım,benimkilerde yeni tanıştıkları arkadaşlarıyla muhabbet ediyorlardı. Oteldeki milli bütünlük sağlanmıştı.İki Türk aile idik ve arkadaş olmuştuk,artık yalnız değildim.Banu ve Özlem Ablalarım beni sevmişlerdi.Tabiki kardeş olarak ama olsun genede yalnızlıktan kurtulmamı sağlamışlardı.Keyfim yerindeydi….. Saatler ilerleyince büyükler esnemeye başladılar,çok geçmeden Kaan amca ve Serap teyze izin istediler,bizimklerde onları bekliyormuş Beraber kalktılar,odalarına yollandılar. Üçümüz kalmıştık.Saat gece biri geçiyordu. Yemekler yenmiş,masalar boşaltılmış,havuz kenarındaki masalar tekrar düzenlenmişti.Gecenin bu en keyifli dakikalarını seven turistlerin bir kısmı hala oturuyorlardı.Bir süre daha muhabbet ettik.Mutluydum ama hala kendime kızıyordum. Gene çekingenliğim tutmuştu,bir laf etmek için beş dakika uğraşıyordum.O sırada Özlemden sahile yürümek gibi bir teklif geldi. (artık abla diye yazmayacağım çünkü zor oluyor) Yavaş yavaş sahile doğru inmeye başladık.Karanlık çok güzeldi.Ağustos böcekleri ötüyor, uzaklardan kurbağa sesleri geliyordu.Ay denize yansıyor,dan seden yakamozlar oluşturuyordu. Karanlıkla nice yalnız geceler paylaşmıştım ama ilk defa gözüme bu kadar güzel göründü. “Pşşt” sesiyle irkildim.Gecenin güzelliğine kendimi kaptırmış olmalıyım ki hızlanmış ve onları biraz gerimde bırakmışım. Kızardım ve bunu gizleyen karanlığa teşekkür ettim.Gülümseyerek onlara yaklaştım. Durumu açıkladım.Ve geceden konuşmaya başladık.Sahilde yaklaşık yarım saat bir aşağı bir yukarı yürüdük ve kendimizi şezlonglara attık.Gerçekten çok iyi insanlardı.Çekingenliğimi fark etmişler,fazla üstüme gelmeden ondan kurtulmamı sağlamışlardı.Üçümüzde şezlonglarımıza uzandık ve sessizliği dinlemeye koyulduk. Tekrar konuşmaya başladığımızda konu yemeklere geldi.Hepimiz otelin yemeklerini beğenmiştik. (Hele ben o yaş pastaya bayılmıştım) Laf açık büfedeki olaya geldi, Banu olayı Özleme anlattı.Anlatırken muzip muzip gülümsedi,göz kırptı. Yattığım şezlong rahat değildi ama ben neredeyse onun üzerinde uyuyacaktım.”Odalara dağılalım mı?” diye sordum ve “Daha erken” cevabını aldım.Çok uykum vardı saat bayağı ilerlemişti.”Benim çok uykum geldi,o zaman ben gideyim” desemde fayda etmedi. Oyun bozanlıkla suçlandım. “Hiç olmazsa burada yat,biz giderken seni kaldırırız” dedi Özlem.”Tamam ben yatıyorum o zaman” dedim ve kalktım. Deniz kenarına indim ve oraya uzandım.Sular arasında yatmak çok güzeldi.Ritmik aralılarla dalga geliyor göğsüme kadar çıkıyor ve çekiliyordu.Koyun sayarmış gibi dalgaları sayarken uyumuşum. Aradan ne kadar geçti bilmiyorum ama birileri bana sesleniyordu.Zorlukla gözlerimi açtım,Banu ve Özlem tepemde dikilmiş beni uyandırmak için sesleniyorlardı.Uykunun öyle güzel yerinde uyanmıştım ki gözlerimi açamıyordum.Banu “Hadi Yiğiiit” diyerek ayağıyla omzuma bastırdı,birden bütün sinirlerim bir hoş oldu.O muhteşem ayaklar omzuma bastırıyordu.Rüya gördüğüme emindim. Özlemde “Hadi Yiğiit gidiyoruz kaaaalllkk” diye katılınca rüyada olmadığımı anladım. Dalgalar hala ritmik bir şekilde gidip geliyordu.Uykumun açılması için sulara doğru yuvarlanmaya başladım. Gelen ilk dalga uykumu aldı,ikincisi iyice açılmamı sağladı ve üçüncüsü boğazıma kaçtığı için öksürmeme neden oldu.Artık uyanmıştım.Ben dalgalarla uğraşırken onlarda arkamdan suya girmişlerdi.Su bileklerinin biraz üstüne geliyordu.Kalkmaya hazırlandım,dört ayak üstüne kalktığım sırada Özlem ayağıyla beni sulara doğru ittirdi. “Uyanmadın oğlum biraz daha kal suda” dedi,gülüşüp duruyorlardı. Tekrar öksürmeye başladım,sırt üstü devrilmiştim suya o sırada üzerimden bir dalga geçti,gözlerim haşlandı tuzlu sudan.Tekrar kalkmaya çalıştım ama Özlem tekrar ittirdi ayağıyla ve bu sefer ben devrilince üzerime çıktı.Gülüp duruyordu.Dalgalar yüzünden mahvolmuştum,Özlem üzerimde olduğu için kalkamıyordum,üzerimde onun ağırlığı varken öksürmek çok zordu ve beni harap düşürmüştü.Artık her dalga ağzıma burnuma giriyordu.Tekrar öksürmeye başladım,Özlemde fazla ileri gitmeden üzerimden indi.Her ikiside gülmekten ölüyorlardı. Gülerken bir yandan da “Uykucular işte böyle uyandırılır” diye laf atıyorlardı bana.Güç bela ayağa kalktım,kıyıya çıktım ve kumlara uzandım. Gece çok soğuk geldi birden.Üşüdüm..son bir kez öksürdüm.Onlarda yanıma uzandılar.Eşek şakalarını nasıl bulduğumu sordular.Ne cevap vereceğimi bilemiyordum.Özlemin çıplak ayaklarıyla beni ezmesinin beni heyecandan geberttiğini mi yoksa tuzlu dalgalar arasında boğulmak üzere olduğumu mu söylemeliydim.İkinci şıkkı seçtim ve biraz sert bir sesle “Beni neredeyse öldürüyordunuz” dedim.Gelen cevap beni tekrar şoka sürükledi. “Ne yani benim üstüne çıkmamdan hoşlanmadın mı?” diye sordu Özlem. Ne diyeceğimi düşünürken fazla vakit geçirmiş olmalıyım ki devam etti. “Banu yemek alırken olanları bana daha ayrıntılı anllattı.Banunun ayaklarındaki pastaya bakarken ağzının suyu akmış.” dedi.Gülüyordu. “Hatta o sularıda Banunun kullandığı peçeteyle silmişsin. dedi. Tam anlamıyla bozuldum.Demek ben o peçeteyi yalarken beni görmüş ve durumu kavramıştı. Gülümsüyorlardı. “Bu söylediklerin seni haklı çıkarmaz” diye itiraz ettim. “Sadece bu kadar değil” diye Banu devam etti bu sefer. “O andan sonra hep seni kolladım, kaçamak bakışlar atıyordun ayaklarıma,hatta sadece benimkilere değil,Özleminkilere de. Hem madem etkilemiyor seni ayaklar,neden şu anda kazık gibi kalkmış seninki ?” Bütün savunmalarım çürütülmüştü.İtiraz etmeyi kesmek zorunda kaldım.Göz göre göre yalan söylersem daha kötü olurdu. Şimdi alay etmelerini bekliyordum.Onlar anlamazlardı ayak sevmekten.Kesinlikle dalga geçilecek birşey olarak göreceklerdi. Cevap vermedim,bu söylenenleri kabul ettiğim anlamına geliyordu. Utancımdan ağlamak üzereydim. “Utanacak ne var?” diye sordu Banu. “Sen nasıl ayak seversen bazı kadınlarda ayak sevdirmeyi severler.Utanılacak birşey yok.” Özlem ” Zaten biz bu ufak şakayı seni konuşturmak için yaptık.Başarılı da olduk sanırım” dedi.Güldü… “Hadi gidelim” dediler aynı anda. Ben hala konuşamıyordum utançtan. Kalktım,duşa doğru gittim,üzerimdeki kumları temizledim,şezlongların ordan t-shirtümü aldım ve otel yoluna yöneldim.Beni bekliyorlardı. Başımı eğdim,inanılmaz derecede utanıyordum..Özlem “Hadi be Yiğiiit!! Amma utangaçsın yaaa.İyi ki o olay oldu yemek alırken,bahaneyle ayak sevdiğimde ortaya çıktı diye sevineceğine ağlıyorsun neredeyse.” diye çıkıştı. “Sana ceza,yarın sana yapacağımız mini sınavı geçemezsen bu güzel ayaklarımızdan mahrum olursun.Hatta tüm garsonlara komilere falan anlatırız” dedi.”Yarını sabırsızlıkla bekle,çok güzel olacak” dedi. Banu “Hem sınavı geçmeni çok istiyoruz,bu bizim ilk ayak sevdirme deneyimimiz olacak.Daha önce internette rastlamıştık bu olaya ama ta ki sen bize bu fırsatı yaratana kadar önemsememiştik.Sen uyurken Özleme olayı anllattım,seninle denemeye karar verdik ama sen bozuluyorsun bu duruma.O nedenle Özlemin seçeceği cezayı yerine getirmen gerekecek önce.” dedi. Çok kesin konuşmuşlardı,istediklerini yapmaya mecburdum artık,oteldeki her garsonun,kominin bana bakıp bakıp gülmesine dayanamazdım.Ne isterlerse yapmak zorundaydım. Aslında hayallerim gerçek olmuştu.Bir tane ayak diye yalvarırken dört tane ayağı birden sevebilecektim.Sevinmem gerekiyordu ama kahrolası utangaçlığım engelliyordu beni. Bu arada otele vardık,binaya girdik.Kızların keyfi yerindeydi,istediklerini yapacak birisini bulmuşlardı,belki ilk kez deneyeceklerdi ama olsun genede artık onların ayak kölesiydim. Asansöre yöneldik.Benim odam 4. kattaydı,kızlar 3. katta kalıyorlardı. Asansöre binerken Özlem “Bir deneme yapalım bakalım” diye mırıldandı. Banu gülümsedi,ben heyecanlandım.Gene kıpkırmızı oldum ama bu sefer heyecandan.Asansör 6 kişilikti.Daha ikinci kata gelmeden Özlem STOP düğmesine bastı. “Hadi bakalım. Birer iyi geceler öpücüğü ver.” dedi.Ayağını öne doğru uzattı.Tereddüt ettim, zorladı. Ayakları muhteşem görünüyordu.Banunun ayakları gördüğüm en güzel ayaklardı ama bunlar daha bile güzeldi. Kaçamak bakışlarla göremediğim pek çok ince ayrıntıyı,kıvrımı iki karış mesafeden görebiliyorum.Dört ayak üstünden o güzelim ayakları izliyordum,Özlem “Hadiiii çok heyecanlıyım” diye mırıldandı.Banu o muhteşem ayaklarıyla enseme bastırdı.Mecbur yumulacaktım. Benim ufaklık dimdik olmuştu. hemen Özlemin terliğini çıkardım,başparmağına bir öpücük kondurdum. Başımı kaldırmaya niyetlendim ama Banu enseme daha çok bastı,kalkmama izin vermiyordu. “Daha güzel öp!Parmaklarımı em,ayak altımı yala” diye mırıldandı Özlem. Heyecandan boşalmak üzereydi heralde.İlk kez olduğunu söylüyorlardı ama usta gibi hareket ediyordu.Heralde internette öğrenmişti bunları. Ensemdeki baskı arttı.Bende Özlemin sol ayağını elime aldım,teker teker parmaklarını yalamaya başladım.Zevkten ölüyordum.Hayallerim gerçek olmuştu.Birer lolipop gibi yaladım,onlarca kez emdim her parmağını.Parmak aralarını yaladım,kokladım o muhteşem kokuyu içime çektim.Sırt üstü kıvrıldım ufacık kabinde.Özlem ayağını yüzüme koydu.Tabanlarını yaladım,kalbim duracaktı,boşalmak üzereydim.O mis gibi kokan dehşet verici güzellikteki bakımlı,yumuşacık ayakları yaladım yuttum.Banu üzerime çıktı birden.Nefesim kesildi.Terliklerini kabinin köşesine fırlattı ve bir ayağını ağzıma soktu,ağzım yırtılmak üzereydi,parmaklarını boğazımda hissediyordum.Daha fazla dayanamadım ve boşaldım.Hayatımda ilk defa bu kadar çok boşalıyordum.Boşaldığımı gören Banu üzerimden indi.Terliklerini giydi,Özlemde aynı işi yaptı.Ben kalkarken tekrar enseme bastırdı.” Özleme teşekkür etmeyecek misin? Sana hayatının en güzel anlarını yaşattı.Şimdi eğil ve teşekkür et,ayaklarına kapan ve defalarca öp,ta ki Özlem tamam diyene kadar.” dedi. Eğildim ve teşekkür etmeye başladım.Bir iki dakika sonra Özlem kalkmamı söyledi,asansörü tekrar hareket ettirdik,herşey on dakikada olmuştu ve gecenin bu saatinde kimse olmadığı için asansörde bu zevki yaşayabilmiştik.Alan memnundu veren memnundu.Asansörden indik. Gülümsediler,teşekkür ettiler.Onlara “İyi geceler” derken ertesi gün birşey yapmayacaklarını tahmin ediyordum ama yanılmışım.Üçüncü katta asansörden inmiştik,odalarına girene kadar arkalarından baktım,ailelerinden ayrı kalıyorlardı.Bende bir koşu odama çıktım.Banyoya daldım ve sevinçten ağladım.Hayallerim gerçek olmuştu.İmkansız gerçek olmuştu ve bende çok mutluydum. Yaşadıklarımı saniye saniye gözümün önüne getirerek iki kere daha masturbasyon yaptım ve güneşin ışıkları kendilerini belli etmeye başlarken yatağıma girip uykuya daldım. Ertesi gün öğlen üç civarında uyandım.Akşam yaşadıklarım bana rüya gibi geliyordu. Yaşadıkarımın gerçek olduğunu ispatlayan tek şey çenemdeki ağrı ve dilimdeki mayhoş tattı. Duş aldım ve balkona çıktım,babamla annem plaja inmişlerdi,bir süre onları izledim.Başımı havuza doğru çevirince kızları gördüm.Onları izlemeye başladım.Gerçekten çok güzellerdi.Onların ayaklarına sahip olabildiğim için çok mutluydum. Özlem bir ara başını kaldırdı ve beni gördü,el salladı,inmemi işaret etti. Başımla tamam işareti yaptım ve mayomu giyip aşağı yollandım.Yanlarına giderken utangaçlığımın tekrar ortaya çıkmaya çalıştığını farkettim,öz benliğimle savaştım ve kazandım, gülümseyerek yanaştım.Havadan sudan konuştuk,dün geceki konuyu hiç açmıyorlardı.Biraz havuza girdik, yüzerken acıktığımı hissettim. Ne de olsa sabah kahvaltıya inememiştim ve saat 4e yaklaştığı halde hala açtım. “Ben birşeyler atıştıracağım” dedim. Havuzdan çıktım,kurulandım.Banu arkamdan “Yiğit biraz bekler misin?” diye seslendi.Arkamı döndüm,o enfes vücudun sular damlatarak havuzdan çıkışını ve bana yaklaşmasını izledim. “Özlem senin cezanı vermek istiyor.” dedi. Bir an anlayamadım ama sonra gece yaşanan diyalog aklıma geldi.Demek gerçekten beni köle yapmaya niyetliydiler.Eh açıkçası bende razıydım ama önce verilen cezayı yapmam gerekiyordu. “Çok açım,gelince cezamı çekerim” dedim. “Olmaz,Özlem şimdi istiyor.Git onunla konuş” dedi.Tekrar havuzun kenarna yaklaştım.Özlem kenara doğru yüzdü. “Suya atla hadi” dedi. “Yemek yiyeyim gelirim,inan ki çok açım.”dedim. “Suya gir yoksa on beş dakika içinde otelin bütün personeli senin hakkında konuşmaya başlar.” deyince mecburen suya atlamak zorunda kaldım. İyice yaklaştı bana,kulağıma eğildi. “Şimdi üçümüz kıyıya ineceğiz ve deniz bisikleti kiralayacağız,iyice açılınca sen suya ineceksin.Kıyıdakiler senin yüzdüğünü sanacaklar ama yanılacaklar.Banu bisikleti sürerken ben ayağımın birisini suya sallandıracağım ve sende alabildiğin kadarını ağzına alacaksın.Kıyıya paralel olarak hareket edeceğiz,yandaki otelin hizasına gidip gelene kadar bu devam edecek.Yani sen ağzında benim ayağım olduğu halde deniz bisikletiyle beraber yüzeceksin.Eğer başaramazsan dün gece yaşanan her şeyi tüm otel personeli duyar ve rezil olursun,aynı zamanda bizlerin bu muhteşem ayaklarımızdan mahrum kalırsın. Eğer başarırsan hem cezanı çekmiş olursun hem de bu güzel ayakları hak ettiğini ispatlarsın. Nasıl ama???” diye açıklamada bulundu.Ağzım açık dinlemiştim. Düştüğüm durumdan nasıl kurtulacağımı bilmiyordum,o ayakları istiyordum ve otele rezil olmak istemiyorsam bu söylenenleri başarmalıydım. “Tamam” dedim. Kendimi hem mutlu hem de hüzünlü hissediyordum. Banunun durumu önceden bildiği belliydi.Belli ki ben yanlarında yokkken düşünmüşler bana bu cezayı uygun görmüşlerdi. Kıyıya doğru ilerledik.Açlıktan midem kazınıyordu ama unutmaya çalıştım. Bisikleti kiraladık ve denize açıldık.Kıyıdan uzaklaşınca Özlem inmemi söyledi,suya atladım,Özlem ayaklarını suya sallandırdı.Kendimi çok garip hissediyordum.Hayal bile edemiyeceğim tecrübeler yaşıyordum. “Hazır mısın?” diye sordu Banu.Başımla onayladım.Özlem ayağını uzattı,ağzıma aldım.Rahat yüzebilmem için biraz daha uzattı bacağını.Banu “Gidiyoruuuzzz” diye bağırdı,kahkaha attı ve pedallara asıldı. Önceleri yavaş sürsede sonradan hızlandı.Ağzımda Özlemin ayağı olduğu için çok zorlanıyordum.Ağzımdan nefes alamadığım için yeterli oksijen alamıyordum ve haliyle hızlanamıyordum.Ayak ağzımdan kayar gibi oldu ama can havliyle yapıştım parmaklarına,yavaş yavaş ağzıma aldım tekrar.Çok zevkli bir duyguydu ama aynı zamanda çok zordu. Başaramazsam başıma neler geleceğini bildiğimden dahada zorlaşıyordu. Devamı gelecek

Tuğba 1

Tarafından   4 Mart 2015
0

Amcamın kızı Tuba ile ilk deneyimim henüz Tuba lise sona giderken oldu.Tuba benden 2 yaş küçüktü.Çok iyi anlaşıyorduk ve amcamlarda beni çok sevdiklerinden sürekli bir araya geliyorduk.Yine birgün amcamlara gitmiştim.Henüz öğleden sonraydı.Bir süre oturduktan sonra yengem(amcamın hanımı)dışarıya çıkıcaklarını ve geç geliceklerini evde kalıp Tubaya eşlik etmemi istedi.Bende derhal kabul ettim.Yengemler saat 15:30 civarı gittiler ve onlar gider gitmez ayakkabılığa yöneldim.Dolabı açtığımda içimi bir sevinç kapladı, çünkü dolapta 15 çifte yakın ayakkabı ve terlik vardı.Derhal oradaki botlara yöneldim.İlk gözüme çarpan yüksek topuklu süet botlardı.Derhal elime aldım ve altını yüzüme sürtmeye başladım.Ordaki ayakkabıların büyük bir kısmını öpüp altlarına yüzümü sürttükten sonra, oradaki sivri ve çok uzun burunlu kovboy botlarını aldım ve yere bıraktım.Sonra eğilip öpmeye başladım.Bir süre sonra sıkıldım ve Tubanın bilgisayarı aklıma geldi.Gidip internete girdim ve derhal fetish sitelerine girdim.Birçok resim açtıktan sonra artık Tubanın gelebileceğini düşünerek bilgisayarı kapattım ve tekrar kovboy botlarına yöneldim.Onları alıp ağzıma sokabildiğim kadar soktum ve emmeye başladım.Tam botları ağzıma tekrar sokmuşken Tuba kapıyı anahtarıyla açınca botları yere attım.Tuba içeri girdi ve bana hoşgeldin dedi.Botlara bakarak annem bunları niye ortada bırakmış dedi.Bilmiyorum dedim ama yüzüm kızarmıştı.Tuba hemen internete girmem lazım arkadaşlar bekliyor dedi ve odasına gitti.Aradan 1,5 saat geçmiştiki tekrar salona geldi.Ben bilgisayarı kapattığım için rahattım fakat girilen bütün sayfaların bir dosyada kaldığını bilbiyordum.Tuba geldi ve koltuğa oturdu hala üzerinde okul kıyafetleri vardı.Koltuğa ayaklarını görebileceğim şekilde uzandı ve konuşmaya başladık. Tuba “ben güzel bir kızmıyım” dedi.Bende “tabiki” dedim.Bu kez “kölesi olunucak kadar güzelmiyim” deyince evet dedim.”O zaman gel buraya” dedi.Yanına gittiğimde “diz çök ve ayaklarımı öp” dedi.”Ne yapıyorsun” değince bir tokat attı ve “internette nerelere girdiğini biliyorum” dedi.”Eğer her dediğimi yapmazsan herkese anlatırım” dedi.Bende mecburen eğilip ayaklarını öptüm. Aslında çokta hoşuma gidiyordu.Kafamı kaldırdığımda saçlarımdan kavradı ve iki sert tokat attı “ben sana dur dedimmi” dedi.Tekrar eğildim ve ayaklarını öpmeye başladım.Bayağı bir süre öptürdükten sonra yeter dedi. Ayağa kalktı ve “şimdi seninle şu resimlerdekileri uyguluyacagız” dedi.”Önce seni oradaki gibi bir köpek haline getirelim” dedi.Odasına gidip üzerine bir şort ve bir t-şört giydi ve gelirken yanında bir kemer getirdi.Kemeri boynuma geçirdi ve ucundan kavrayıp “işte şimdi iyi bir köpek oldun” dedi.Tasmamın ucundan kavrayıp sırtıma oturdu.Odasına kadar onu taşıdıktan sonra bilgisayarın önünde durdu.Resimleri açmaya başladı bu arada hala sırtımda oturuyordu.İlk hoşuna giden resim bir kadının ayagını adamın ağzına sokmasıydı.Üzerimden kalktı ve sandalyeye oturdu. “Karşıma geçip ağzını aç” dedi.Bende Tubanın ayak seviyesinde ağzımı açtım.Tuba ayağını ağzıma sokup itelemeye başladı.İyice soktuktan sonra emmemi istedi.Bende derhal dediğini yapmaya başladım.Sırasıyla resimleri uyguluyorduk. Resimlerin birinde bir kadın ince topuklu terliklerle adamın üzerinde duruyor fakat hiçbirşey yokmuş gibi telefonla konuşuyordu.Tuba bunu yapıcaz dedi.Ayakkabılıktan annesinin ince ve yüksek topuklu terliklerini alıp giydi ve benim telefonun önünde yere uzanmamı emretti.Ben o terliklerin vericeği acıyı düşündükçe yapmaması için yalvarıyordum fakat o yapıcaz diyordu.Mecburen yere uzandım.Tuba gelip göysüme dikkatlice çıktı.Dengesini sağladıktan sonra telefonu eline aldı ve numaraları çevirmeye başladı.Arkadaşını arıyordu.Sohbet etmeye başladılar.Bu arada bende ayaklarının altında acı çekmekle meşkuldüm.Tuba arkadaşına şuan ne yapıyorum biliyormusun “ayaklarımın altında bir kölem var onu eziyorum” dedi.Arkadaşı inanmamış olucakki “bak sana sesini dinleteyim” dedi.Bana dönüp telefonu yaklaştırdı ve “ses çıkar” dedi.Ben ne sesi diye düşünürken tüm ağırlığını topuklara vermesiyle acıyla bağırdım.Arkadaşına bu nasıl dedi.Arkadaşı inanmamış olucakki bana telefonu yeniden uzattı ve “kölem olduğunu söyle” dedi.Hayır dediğimde bu kez topuğunun birini etime batırdı ve “şimdi” dedi.Bende telefona mecburen “ben Tubanın kölesi ve köpeğiğim şu anda onun ayaklarının altındayım” dedim.Tuba arkadaşıyla bir süre gülüştükten sonra ertesi gün erken saatte evlerine çağırdı.Çünkü amcamlar aramış ve yarın akşam gelicez demişti.Buda benim için çok kötüydü.O gece boyunca tubanın istekleri hiç bitmedi.Nihayet gece saat 2 civarı yatmaya karar verdi.Beni yatağın ayak ucuna getirdi.Kafamı ayak ucundan karyolasının parmaklıklarının içine soktu.Yüzüm tam olarak ayak ucundaydı.Tuba uzanınca ayakları yüzümü kaplıyordu.Tuba da uzanıp ayaklarını yüzüme dayadı ve “iyi geceler köpekcik” dedi.Bütün gece o şekilde kaldım.Bu arada Tuba hareket ettikçe yüzümü tekmeliyordu ve ben sürekli Tubanın ayaklarının bir kısmını yüzümde buluyordum. O geceyi Tubanın ayaklarının dibinde ve altını seyrederek geçirdim.sabaha karşı sızmışım.Sabah suratıma yediğim sert bir tekme ile kendime geldim, ardından ikinci tekme tam burnuma gelmişti.Burnum kanamaya başlayınca Tuba da biraz korktu fakat kırılmadığını anlayınca rahatladı.Ayaklarını burun deliklerime yaklaştırdı ve burnumdan akan kana sürdü.Ardından da ayaklarını bana yalattı.Yalama işlemi bitince tuba kafamı oradan çıkartmama izin verdi.Oradan çıktım ve yine köpek gibi Tubanın yanına gittim.Tuba gidip kahvaltı getirmemi istedi.Derhal mutfağa yöneldim.Kahvaltıyı hazırladım.Oda bu arada giyinmişti.Kahvaltıyı getirip yatağa koyacaktım ki Tuba “bir sehpa lazım” dedi.Tepsiyi Tuba aldı.Bende sehpa olarak yatağın yanına geçtim.Tuba tepsiyi sırtına koydu ve kahvaltısını yapmaya başladı.Bu arada bacak bacak üstüne attığından ayağının biri tam yüz hizama geliyordu.Bende zaman zaman oynattığı ayaklarını öpüyordum.Bu sırada telefon çaldı.Arıyan gece konuştuğu kızdı.Kızla konuşurken bir ara “gelirken bulabilirsen bir kırbaç getirsene” dedi.Konuşma ilerledikçe yeni biri daha çıktı ortaya.Kız gelirken yanında birini getirip getiremiyeceğini sorunca Tuba da “ne önemi var getir tabiki” dedi.Ardından kıza “gelince ne kadar pislik çamur bulursanız basıp gelin, nasıl olsa burada ayakkabılarınızı temizliyecek köpeğimiz var” dedi.Kısa bir gülüşmenin ardından vedalaştılar ve telefonu kapattı.Kahvaltısını bitirince “korkma sanada ayırıcam” dedi.Tabaklardaki artıkları bir tabağa topladı ve tabağı alıp yanına koydu.Tepsiyi alıp bana verdi “git yerlerine koy” dedi.Odaya döndüğümde Tuba kalkmıştı ve ben hemen yatağını toplayıp düzelttim.Tuba bana ayırdığı tabağı aldı ve bana uzatıp geri çekti.Tabağı yüzüne yaklaştırdı ve “bunun sosu yok” dedi.Ardındanda balgamlı bir tükürük tabağa düştü.Ardarda birkaç kez daha tükürdükten sonra bana uzattı “şimdi yiyebilirsin” dedi.Hepsini bitirmek zorundaydım ve bitirdimde.Sonra salona geçtik.Salonda Tubanın ayak pufu konumunda 45 dakika bekledikten sonra kapı çaldı.Tuba “işte efendilerin geldi.Bugün çok güzel olucak” dedi. Tasmamdan çekerek beni kapı girişine götürdü.Kapıyı açınca kızlar şok geçirdi.Çünkü ne kadar bilselerde bu şaşırtıcı bir durumdu.Kızlarla selamlaşırken bana döndü ve “ne duruyorsun hoşeldin desene” dedi.Bende daha önceden bana söylediği gibi kızların ayaklarını birer kez öpüp birer kezde havladıktan sonra ayakkabılarını itinayla çıkardım.Kızlardan biri bir kot pantolon giymişti ve ayaklarında spor bir çorap ile siyah deri topuklu çizmeler vardı.Diğerinde ise dar bir etek, kalın külotlu çorap ve kahverengi kalın tabanlı ayakkabılar vardı.Kızlar içeriye geçince Tubada tasmamdan kavrayıp salona geçti.Tuba koltuğa oturdu bende ayaklarının dibinde yüzüm ayaklarının altında kalıcak şekilde yere uzandım.Kızlar sohbet etmeye başladılar.Benim halimi konuşuyor ve gülüşüyorlardı.Tuba bir süre sonra kalktı.Kameralarını alıp içine bir kaset koydu ve “hadi başlıyalım” dedi. Kamerayı önce etekli kız(Sezen) aldı.Tuba “tam karşıma geç” dedi.Karşısına geçince diğer kızı(Nazan) sırtıma otuttu.Ardından ayaklarını yüzüme sürtmeye başladı.Bu arada Sezen de kayıta başlamıştı.Tuba bir süre devam ettikten sonra ayağının birini dudaklarıma sürtmeye başlayınca derhal ağzımı açtım.Tuba ayağını sokabildiği kadar ağzıma soktuktan sonra emmemi emretti.Bende ayaklarını iştahla emdim.Sonrada iki ayağınında tamamını bana yalattı.Ardından Nazanla yer değiştiler.Bu kez ağzımdaki ayaklar Nazanındı.Onunkileride emip yaladım.Tabiki önce çorapları dişlerimle çıkarttıktan sonra.Ardından Tuba bu kez kamerayı aldı ve Sezen bu kez karşıma geçti.Sezen önce çoraplarla nasıl olucak diye düşünürken Tuba “öylece sok birşey olmaz” dedi.Sezen de öylece çoraplarıyla ağzıma soktu.Onunkileride yaladım.Bu kez Tuba salonun ortasında yere uzanmamı emretti.Uzanır uzanmaz da gelip karnıma tekmeyi attı.O acıyla “orospu” değince Tuba çok kızdı .Bu sırada aklına kırbaç geldi.Kızlara “getirdiniz mi?” dedi.Sezen getirdikleri çantadan bir kısa kırbaç çıkarttı ve Tubaya verdi.Tuba bana “derhal soyun üzerinde birşey kalmasın” dedi.Bende soyundum.Ardından beni tekrar 4 ayak pozisyonuna getirip kırbaçlamaya başladı.Öylesine sert vuruyorduki her vuruşta gözümden yaşlar boşalıyordu.Tüm bunları Nazan kaydediyordu.Ardından Tubanın isteği ile kırbacı Sezen aldı ve oda vurmaya başladı.Artık kıçım ve sırtım kıpkırmızıydı.Tuba tekrar beni yere yatırdı ve göysüme çıktı.Sezene tutunarak göysümde zıplamaya tekmelemeye başladı.Ara sırada yüzüme vuruyordu.Bir süre sonra indi. Bu kez sezeni üzerime çıkarttı ve bu kez o zıplıyordu.Sezen bir ara üzerimdeyken ayağını zorluyarak ağzıma soktu.O şekilde kameraya poz verdikten sonra indi.Gidip nazandan kamerayı aldı. Nazan ve Tuba aynı anda üzerime çıktılar.Tuba karnımdaydı.Kalkmış olan sikimi farkedince bir ayağını üzerine yerleştirdi.Yapmaması için yalvarırken üzerine bastı ve 5 saniye üzerinde durdu.Tekrar karnımdaydı.Nazan ise ayağını ağzıma sokmuş dilimle oynuyordu.Nazan bir ayağıyla yüzümü ortaladı ve ani bir hareketle yüzümdeydi.İki ayağıyla hemde.O şekilde 1-2 dakika kaldı.İndiğinde kıvranıyordum.Nazan bu kez kırbacı aldı eline “ben de deniyeyim” dedi.Ama o direkt göysüme vuruyordu.Sezen yakınıma gelmiş hem çekim yapıyor hemde yüzüme koyduğu ayağıyla suratımı eziyordu.Bu şekilde işkenceler bir süre daha devam etti.Ardından Tuba kamerayı kapattı ve üzerindeki taytı ve donunu indirip suratıma oturdu.”Yala” emriyle amını yalamaya başladım.15-20 dakika sonra ağzıma boşaldı.Tüm zevk sularını yutturduktan sonra kalktı.Diğer iki kız her ne kadar çekinsede aramızda kalıcak değince onlarda ağzıma boşaldı.En son Nazan boşalmıştı fakat kalkmadı.”Ağzını iyice aç” dedi.Ardındanda ağzıma işemeye başladı.İğrenç bir tadı vardı ama hepsini yutuyordum.Kızlar artık bana iğrenerek bakıyorlardı.Kızların ayakkabılarınıda yalayıp temizledikten sonra kızlar yüzümden oluşan paspasa ayaklarını silip gittiler.Tuba ise benimde çişim geldi dedi ve oda ağzıma işedi.Ardından ağzımı yıkamama izin verdi.Artık ayaklarını ağzıma sokmaya bile iğreniyordu.Amcamlar gelene kadar Tubanın ayaklarının altında kaldım.Amcamlar geldikten 10 dakika sonra gittim. Giderken beni Tuba yolcu etti ve “dışarıda duran annesimin ayakkabılarınıda kapıyı kapattıktan sonra yalarsın” dedi ve yüzüme tükürüp kapıyı kapattı.15 dakikada onlarıda tertemiz yapıp oradan ayrıldım. Artık Tubaya hiç itiraz edemezdim çünkü elinde kasette herşey belliydi. Devamı 2 de

Doğum Günü Partisi

Tarafından   4 Mart 2015
0

O gün benim doğum günümdü, sevgilimin bana büyük bir sürprizi olduğunu biliyordum ve merakla bekliyordum, iş çıkışı beni evine davet etmişti. Sevgilimin adı Gülşah, açık tenli, güzel vücutlu, birazda dominant bir kızdı sevgilim. Zaten ben de ençok bu dominant yönüne bayılıyordum. Evine geldiğimde bu gece yaşanacaklardan habersizdim, beni kapıda çok güzel bir şekilde karşıladı, üzerinde siyak bir bluz ve yine siyah bir mini etek vardı, çok güzel görünüyordu, ayağında da uzun topuklu siyah ayakkabıları. İçeri geçtiğimde bugün bana harika bir doğum günü partisi hazırladığını ama başlamak için soyunmam gerektiğini söyledi, ben de kilodum haricindeki her şeyimi çıkarıp beklemeye başladım, birdenbire çok şaşırdım, içeriden deri çizmeleri ve mini eteğiyle patronum Melek Hanım geldi ve elindeki kırbacı sırtıma geçiriverdi, Melek Hanımla sevgilim önceden çok iyi arkadaşmışlar, uzun bir süreden beri görüşmüyorlarmış, Melek Hanım Gülşaha görüştüklerinde benim ona işyerindeki davranışlarımı anlatınca bana böyle bir plan hazırlamışlar. İşte şimdi ateşin ortasına düşmüştüm. Çünkü Melek Hanımın ayakları bana çok çekici geliyordu ve gizlice onu seyrediyordum ama meğer o da bunun farkındaymış. Sevgilim, eğer bu geceyi en az acı çekerek atlatmak istersem, onların kölesi olmayı kabul etmem gerektiğini söyledi. Ben de önce ne yapacağımı bilemesem de hoşuma da gitmemiş değildi. İkisi de soyunmuşlar sadece iç çamaşırlarıyla kalmışlardı, ben ise çırılçıplaktım, ikisi de bana kızgındılar ve tüm kızgınlıklarını bu gece benden fena çıkaracaklarını biliyordum, doğum günü partisi benim için işkence partisine dönüşecekti, sevgilim ayakları altına aldı beni ve parmaklarını tek tek yalamamı emretti, bu sırada Melekte uzun topuklu çizmeleriyle üzerimde yürüyordu, acıdan kıvranıyordum, vücudumun her yerine basıyordu, beni bir böcekmiş gibi ayağının altında eziyordu,daha sonra üzerimden indi ve ayaklarını yalamamı emretti, bir an duraklayınca suratıma çizmesiyle güzel bir tekme attı, verdiğim emirleri ikinci defa tekrarlatırsan yediğin tekmelerin sayısı artar dedi, bu arada sevgilim ellerimi arkadan kelepçeledi ve ikisi de beni dövmeye başladılar, biri yüzüme tokat atıyordu, diğeri de malum yerime tekme atıyordu ve en sonunda bana acıdılar ve yalvarmamı söylediler, ikisinin de köpeği olmuştum. Daha sonra sevgilim beni onun iç çamaşırlarını giyerken gördüğünü söyledi, Melekte benim kadınsı olduğumu tahmin ettiğini söyledi, kendimi çok kötü hissediyordum, çünkü bütün bunları sadece kendimin bildiğini sanıyordum, beni banyoya götürdüler ve vücudumdaki bütün tüyleri ağdayla aldılar, zaten götümde hiç kıl yoktu, bana aşağılayıcı bir tavırla bakan Melek, “Bu tam bir şıllık, kimbilir kaç kez götünü vermiştir” diyordu. Daha sonra sevgilim beni odasına götürdü ve tangasıyla siyah sutyenini giydirip, yüzüme makyaj yaptı, tam bir orospu olmuştum. Daha sonra tekrar beni ayaklarının altına aldı Melek ve ben emir vermedikçe dilinle ayaklarımı yalayacaksın sürtük dedi, iki bayan da soyunmuşlardı, Melekin ayaklarını yalarken Gülşahta boş durmuyordu ve beni kırbaçlıyordu, şimdi bana onlara hizmet etmemi ve sofrayı kurmamı emrettiler ve hizmetçi elbisesi giydirdiler, onlar yemeklerini yerken ben de onların ayakları dibinde olacaktım ve yemek artıklarıyla idare edecektim, yemekten sonra bana attıkları artıkları yedirdiler, sonra Melek birdenbire yüzüme oturup işemeye başladı, bütün çişini ağzıma yaptı ve hepsini yutmamı söyledi, aynı şekilde Gülşahta üzerime işedi. Daha sonra Melek onun göt deliğini yalamamı söyledi, çok pis kokuyordu ama yalamak zorundaydım, önce şiddetlice osurdu ağzıma ve sonra bokunu yaptı ağzıma, yine hepsini yememi söyledi, eğer yemezsem beni öldüresiye döveceğini ve olanları şirketteki herkese anlatacağını söyledi. Daha sonra beni yine çırılçıplak soydular, her tarafım acıyordu ve kendimi çok aşağılanmış hissediyordum ama meğer bu daha başlangıçmış. İkisi de bellerine takma yarrak bağlamışlardı, inanamıyordum beni sikeceklerdi, Dört ayak pozisyonuna getirdiler beni ve götümü iyice açtılar, Melek hemen arkama geçti ve göt deliğimi güzelce kremledi, kremlerken de hafif hafif parmağını sokuyordu deliğime, sonra iki parmağını da hızlıca soktu, o ana kadar kendimi parmaklayarak tatmin ediyordum ama sadece bir parmak sokuyordum, iki parmağını da acımadan hızla sokunca çığlık attım, Melek “canın mı acıdı orospu, bu daha başlangıç” dedi, sonra parmaklarını çıkararak takma yarrağı deliğime sürtmeye başladı, bu arada Gülşahta boş durmuyor, o da belindeki takma yarrağı ağzıma veriyordu, Melek birdenbire yarağı götüme soktu ve gidip gelmeye başladı, ben bağıramıyordum, çünkü ağzımda bir yarrak daha vardı, iki erkeksi bayan beni orospuları yapmış sikiyorlardı, hem de hiç acımadan, daha sonra Gülşah arkama geçti ve bu sefer o yarağı göt deliğime soktu, Melekte ayaklarını yalatıyor, fırsatını bulduğu zamanda kafamı böcek gibi eziyordu, Gülşah çok hızlanmıştı, yarağı götüme sokup çıkarıyordu, 15 dakika Meleğe sikildikten sonra, 20 dakika da Gülşah beni sikti, artık ben de kendimi fahişe bir köle gibi hissediyordum ve tam bu pozisyondayken içeriye birdenbire Erdinç ve tanımadığım iki bayan girdi, meğer şimdiye kadar onlar da bütün olanları kapının arkasından seyrediyorlarmış, Erdinç benim sevgilimin eski aşkıydı ve ilişkileri aslında hala devam ediyormuş, diğer iki bayanı da tanımıyordum, onlarda soyunmaya başladılar, Gülşah bana Erdinçin de beni sikeceğini söyleyince ben karşı koyacak oldum ki Melek suratıma kırbacı patlatıverdi ve iki yumruk daha salladı, Erdinç yarrağını ağzıma verdi, Gülşahta arkamda beni sikiyordu, iki eski sevgili beni domalta domalta sikiyorlardı, bu gece parti olmaktan çıkmış tam bir intikam gecesi haline gelmişti. Erdinç şimdi arkamdaydı ve beni götümden sikmeye başlamıştı, böylece ibne de oldum. Bu arada tanımadığım iki bayan sadece külotlarıyla kalmışlardı, Erdinç bana pompalarken iki bayan karşımda külotlarını çıkarmalarıyla benim şaşırmam bir oldu, Külotlarının altından enaz 18cmlik yarrakları ortaya çıktı ve ağzıma dayadılar yaraklarını, artık sikile sikile ölecektim. Erdinç 20cmlik aletinin hepsini sokuyordu ve birden götümde sıcaklık hissettim, bütün menilerini deliğimin içine attırmıştı, şimdi de travestilerin biri arkama geçti ve götümü sikmeye devam ettiler. Travestiler hem ağzımdan, hem de götümden beni sikerlerken, Gülşahta eski sevgilisinin yarrağını ağzına almış emiyordu, hem beni sikiyorlardı, bu da yetmezmiş gibi sevgilimi de sikiyorlardı, hem de eski sevgilisi, ağzıma veren travesti boşalacağını söyleyerek ağzıma attırdı, tüm menilerini büyük bir iştahla yutmuştum, diğeri ise götümün derinliklerine boşaldı bu iki travesti beni yarım saate yakın zevkten inletmişlerdi, Gülşah, götünü Erdince veriyordu, daha benim elimi bile sürmediğim sevgilimi Erdinç götünden sikiyordu, müthiş inleme sesleriyle Erdinç Gülşahın götüne boşaldı.Bundan sonra travestiler yine beni siktiler, ayrıca Melek ve Gülşahta bana sahip oldular ve bundan sonra onların sözünden çıkarsam bütün bu olanları herkese anlatacaklarını söylediler, ben de her istediklerinde onlara kölelik yaptım. Bu fantazilerimden hoşlanan bayanlar bana mail göndererek ulaşabilirler, mailinizi bekliyorum sevgilerimle.

Ünlü Biriyle Olmak 1

Tarafından   4 Mart 2015
0

Her sey Hasanin ben gazete okurken onun resmine bakarken “Ben de bu hatuna hastayim iste be!” demesiyle basladi. Metin icerden seslendi “Sen tum hatunlara hastasin Allahin abazasi, kimmis bakalim bu simdi”. Hasan gazeteyi elimden kaptigi gibi Metinin yanina kostu ve resmi gosterdi. “Bu hatuna hasta olunmaz mi yaa” dedi. Metin de resmi gorunce “Abi desene onun oldugunu, ben de hastayim bu hatuna” dedi. Ben araya girdim “Hop beyler, yavas olun, o benim bir kere, kimse sulanmasin ona” dedim. Hasanla Metin gulduler, Metin “Sen boyle bir hatunu ruyanda bile zor bulursun kocum, hadi ise devam, sonra patron agzimiza sicar” dedi. Ben, Hasan ve Metin bir tekstil atelyesinde isci olarak calisiyorduk. Is disinda pek takilmasak da iste muhabbetimiz bayagi iyiydi. Hicbirimizin kiz arkadasi yoktu, bazen abaza muhabbetinin dibini vururduk. Iste o gun anladik ki hepimizin fantazilerini susleyen kadin ayniydi. O unlu bir pop yildiziydi. Ancak sesinden cok fizigi ile dikkat cekiyordu. Baska unlulerle birliktelikleri de gundemdeydi surekli. Yaptigi muzik turunu begenmedigim halde sirf onun icin bir keresinde konserine gitmistim. Konserde giydigi kiyafetlerde cok tahrik ediciydi dogrusu. 1.70 boylarinda, ince yapili, masum yuzlu bir hatundu o. Yanliz gogusleri ve bacaklari gercekten harikaydilar. Zaten o da bu guzelliklerini katildigi TV programlari ve konserlerinde sergilemekten geri kalmazdi. Sirf album kapagindaki resimleri icin kasedini almistim. Ne guzel resimlerdi onlar. O gunden sonra ara ara Hasan ve Metinle onun muhabbetini yapiyorduk. Onunla birlikte olmanin nasil super bisey olabilecegini konusuyor, vucudunun nasil tas gibi oldugundan falan bahsediyorduk. Birgun evde TV seyrederken bir filme takildim. Filmde 4 arkadas hastasi olduklari bir unlu yildizi kacirip, uzak bir yere goturuyorlar, daha sonra onunla birlikte oluyorlardi. Bu benim aklima kotu kotu seyler getirmeye basladi. Yarin Hasanla Metinin agizlarini arayacaktim. Ertesi gun iste, yemek molasinda 3 arkadas otururken “Var misiniz bizim hatunu becermeye” dedim. Hasan bana bakti “Tabi abi, hatun da zaten bacaklarini acmis bizi bekliyomus” dedi. Ben “Yahu ben cok ciddiyim, istemez misiniz boyle birsey” dedim. Metin “Kardesim kim istemez oyle bir hatunu duzmeyi de, olmayacak duaya niye amin diyelim” dedi. Ben de bu sefer “Eger bir seyi cok istersen ve uzerinde cok calisirsan olur hocam, sen niyetini soyle yeter” dedim. Hasan “Sen agzindaki baklayi bir cikartsana bakalim, soyle ne soyleyeceksen” dedi. Ben soyle bir etrafa bakindiktan sonra “Arkadaslar, biz bu hatunu kacirabiliriz” dedim. Metin “Sen kafayi yemissin oglum, nasil kaciracagiz o kadar unlu birini Istanbulun ortasinda” dedim. Ben “Ben size ne dedim, bir seyi cok istersen ve uzerinde cok calisirsan olur, bunlar sizin icin tamam mi?” dedim. Metin soyle bir soluklanip “Abi basarsak super bisey olur ama isin ucunda hapislerde surunmek var biliyorsun”. Ben “Herseyi iyice dusunursek, planlarsak ve hata yapmazsak bisey olmaz hocam merak etme” dedim. Hasan “Eee anlat o zaman bakalim nasil olacak bu is?” dedi. Ben “Simdi olmaz isten sonra bir kahveye gidip isin detaylarini konusabiliriz, var misiniz onu soyleyin” dedim. Hasanla Metin birbirlerine baktilar. Hasan “Varim ulan, o hatun icin risk almaya deger” dedi. Metin de “Tamam ben de varim, ama plan aklima yatmazsa beni unutun ona gore” dedi. Ben “Tamam anlastik, isten sonra kahvede konusuyoruz” dedim ve ucumuz de islerimize geri donduk. Aslinda planin kabasi benim kafamda olusmustu, sadece bazi detaylari halletmek gerekliydi. Isten sonra civardaki bir kahvehaneye gittik, kendimize birer cay soyleyip konusmaya basladik. Ben: Simdi beyler, herseyden once bu is kolay degil, en ufak bir hatada kendimizi hapiste bulabiliriz, ona gore plani birlikte sekillendirecegiz, benim kafamda zaten biseyler var, siz herhangi bir noktaya takildiginizda, konusalim, puruz kalmasin, tamam mi? Hasan: Tamam abi, hadi anlat neymis planin? Metin: Evet abi, anlat sen. Ben: Simdi plan asamalardan oluyor. Birinci asama hazirlik. Bu asamada hatunun nerede oturdugunu, gunluk rutin faaliyetlerini, oturdugu yerin guvenliginin nasil oldugunu, isi hangi saatte ve nasil yapmanin uygun olacagini tespit edecegiz. Bir yandan da kacirmak icin gerekli seyleri toparlayacagiz ve kacirdiktan sonra goturecegimiz yeri hazirlayacagiz. Ikinci asama kacirma safhasi. Hazirlik asamasinda planladigimiz herseyi teker teker uygulayacagiz burada. Ucuncu asama ise keyifli bir asama olacak umarim hepimiz icin. Dorduncu asama ise hatunla isimiz bittikten sonra geri goturme asamamiz olacak.Hasan: Tamam asamalari anladim da, kacirma isi nasil olacak, hatun deliler gibi direnecek, dunyayi ayaga kaldiracak. Sehrin ortasinda onu nasil kimselere gorunmeden goturecegiz. Ben: Metin, sen laboratuvar bolumunde calisiyorsun, orada bildigim kadariyla eter olacak. Biraz asirabilir misin oradan?Metin: Kolay, istediginiz kadar getirebilirim. Ben: Guzel, tahmin ettiginiz uzere hatunla karsilasir karsilasmaz, eter koklatip bayiltacagiz. Bu geri kalan isleri daha kolay halletmemizi saglayacak. Hasan: Tamam bu iyi. Yanliz yine de cok kolay olmayacak evine girmek falan. Ben: Abi sen daha once bir anahtarcida calismistin, kapilari acamamizi saglayabilirsin diye dusunuyorum. Hasan: Valla kilidine gore degisir, bilemiyorum. Ben: Tamam, evinin yerini tesbit edince kilitleri de inceleme sansimiz olur. Ben internetten evinin adresini arastiracagim. Daha sonra hatunu takip etmeye baslayacagiz bir sure. Eve kim geliyo, kim gidiyor, evde yanliz yakalayabilir miyiz? Bu isler icin senin kulustur araba bayagi isimize yariyacak Hasan Hasan: Kulustur mulustur ama, canavar gibidir benim arabam hic merak etmeyin.Ben: Ben de bizim amcamlarin Siledeki yazliklarini adam edecegim. Gayet iyi bir yerde, etrafinda hicbir ev, yazlik falan yok, hatunu oraya goturebiliriz. Metin: Ulan bu is olacak mi ne, ben simdiden heyecanlanmaya basladim. Ben: Durun bakalim, daha uzerinde konusulacak cok detay var, simdi…O aksam iki saaten fazla konustuk. Eger isler planladigimiz gibi yururse, bu isi halledebilecektik. Ertesi gun herkes ise giristi. Ben internetten hatunun adresini buldum. Bahceli mustakil bir evde oturuyordu. Metin de laboratuvardan bir sise eteri asirmisti bile. Hasan da benim verdigim adreste kilitlerle ilgili arastirmasina giristi. Sansliydik, kilitler Hasanin kolayca halledebilecegi cinstendi. Hasanla Metin hatunu takip etme isini aldilar, ben de Sileye gidip, yazliga ceki duzen verdim, biraz erzak falan goturdum. Cok fazla dikkat cekmememik icin hazirlik zamanini bayagi uzun tuttuk, hem bu arada hatunu ne zaman alabilecegimizi de tesbit etmis oldu. Yalniz kaliyordu. Bazen aksamlari arkasdaslari ile cikiyor, bazen de arkadaslari evine geliyorlardi. Ama genelde gordugumuz persembe aksamlarini evde geciriyordu. Ve saat aksam 11 olmadan yatiyordu. Yatarken evin diger isiklarini acik birakiyor, sadece yatak odasinin isigini sonduruyordu. Kahvehanedeki bulusmamizdan tam 2 ay, 8 gun sonra isi gerceklestirmeye karar verdik. Hersey hazirdi, aksam 11.30 gibi eve girecek (cok gec saatte ortalikta dolasmamiz iyi olmaz diye geceyarisindan once harekete gecmeye karar vermistik), hatunu bayiltip gorunmeden arabaya goturecek, oradan da direk Silenin yolunu tutacaktik. Bu arada ben eter ile ilgili de biraz internette arastirma yaptim. Pamuga ne kadar dokmem gerektigini, ne kadar sure koklatacagimi, ve bunun onu ne kadar sure baygin tutacagini biliyordum Saat 10.00 gibi herseyi tekrar konustuktan sonra benim evden ciktik. Hepimiz cok heyecanliydik, kolay degil isin ucunda tas gibi bir hatun, ya da hapis vardi. Saat 10.35 gibi hatunu bulundugu siteye girmistik. Onun evine olabildince yakin bir yere arabayi parkedip beklemeye basladik. Gercektende saat 10.45 gibi yatak odasinin isigi sondu. Diger isiklar yaniyordu ama biz onun uykuya yattigini biliyorduk. Saat 11.25 gibi etrafi da iyice kolacan ettikten sonra sessizce arabadan ciktik. Hasanin elinde kiliti acmak icin gerekli seyler vardi. Ben eter ve pamugu ceketin cebine koymustum. Kapiya vardik. Allahtan kapi golgede kaliyordu, cok yakindan bakmadikca gorulme ihtimalimiz yoktu. Hasan sessizce ise koyuldu, yaklasik 2-3 dakika sonra kapi acilmisti. Buraya kadar cok iyi gidiyordu. Daha sonra sessizce hepimiz iceri suzulduk. Yatak odasi koridorun en sonunda soldaki odaydi. Yavasca giderken, sag taraftaki salonda ayak sesleri isittim. Hemen sessiz olun hareketi yaparak bizimkiler!i durdurdum. Yavasca salon kapisina yaklastim ve goz ucuyla iceri baktim. Yanilmistik. Henuz uyumamisti, ama isin ilginci sesimizi de duymamisti. Ayakta bir yandan soda gibi bir sey iciyor, bir yandan masanin uzerindeki bir dergiye goz gezdiriyordu. Ve inanilmaz seksiydi. Uzerinde hertarafi dekolteli bir gecelik vardi. Gogus kismindaki dekolte nerdeyse karin kismina kadar geliyor, yandan bakildiginda nerdeyse gogus uclari gorunecek kadar gogoslerini acikta birakiyordu. Ve geceligin alti dizlerini bir karis ustunde bitiyor, bacaklari butun guzelligiyle gorunuyordu. Sersem Hasan merakindan hemen pesimden gelmeye calisti, ancak ayagi yerdeki sus esyalarindan birine takildi, sanirim vazo gibi birseydi ve vazo gurultuyle devrildi. Sesle birlikye ben hemen kafami iceri cektim. Hatun “Kim var orda, Tayfun sen mi geldin, ne isin var burda” dedi. Urkmustu sanirim, uzaktan seslenmeye devam etti “Kim var orda dedim, polis cagiricagim simdi” dedi. Arkadaslarla birbirimize baktik, donmustuk sanki. Telefon tuslama sesini duyar duymaz saklandigim yerden firlayim salona daldim, Hasanla Metin de beni takip ettiler. Hatunun bizi gorur gormez ilk tepkisi telefonu atip pencereye dogru kosmak oldu. Bir yandan “Imdat, yardin edin” diye bagiriyordu. Pencereye ulasamadan hatunu yakaladim, sol elimle belinden kavrayip kendime cektim, sag elimle de agzini sikica kapadim. Vucudu harika kokuyordu, arkadan sikica sarildigim icin sicakligini hissedebiliyordum, guzel dudaklari da ellerimin altindaydi. Tahrik olmustum. Hatun deli gibi direniyor, ellerimden kurtulmaya, bagirmaya calisiyor, tekmeler atiyordu, ama arkadaslarda yardima geldiler. Hasan ellerini tuttu, Metin bacaklarini kavradi. Ben “Tamam yavrum sakin ol, seni incitmeyecegiz” dedim. Ama o inliyor, elimizden kurtulmaya calisiyordu. Ancak 3 yetiskin erkegin kucaginda acikcasi cok fazla sansi yoktu. Ben artik yavas yavas eterin vakti geldi diye dusunurken, birden kapi caldi, disardan bir erkek ses “Hanfendi iyi misiniz?” diye seslendi. Bir anda arkadaslarla birbirimize baktik, simdi yanmistik. Hatun da kapidan gelen sesi duyunca umitlenmis, inlemelerini ve cirpinislarini iyice arttirmisti. Hasan: Naapicaz simdi? Mahfolduk.Metin: Hatunu birakip kacalim hemenBen: Durun panik yapmayin. Metin sen su ara kapiyi kapat, hatunun sesi kapiya gitmesin. Metin hemen salonun ara kapisini kapadi. Geri geldi. Ben: Oncelikle su hatunu bir bayiltalim, sonra disaridaki meseleyi hallederiz. Metin, cebimden eter ve pamugu cikart Hatun eter ve pamuk lafini duyunca iyiden iyiye direnmeye basladi. Basina gelecegi anlamisti. Ben ve Hasan zor zaptediyorduk. Metin cebimden eter sisesi ve buyukce bir parca pamuk parcasini cikartti.Ben: Simdi pamuga benim sisenin uzerine cizdigim cizgiye kadar eteri dok. Sonra bana getir. Metin sisenin kapagini acti, dedigim kadar eteri pamugun uzerine doktu. Hatun bu arada caresizlikle olanlari izliyor, etrafina yardim isteyen bakislarla bakiyordu. Bu arada disardaki adam bir daha seslendi: “Iyi misiniz?”Ben hizli bir hareketle sag elimle pamugu kapip, hatunun agiz ve burun kismina`bastirdim. Hatun ne oldugunu anlayamamis, agzinin acik oldugu kisa sureyi kullanamamisti. Bagirmaya calisti, ancak simdi de agzini pamukla kapatiyordum. Simdi ilacin kokusunu almis, basini saga sola kacirmaya calisiyordu. Ancak ben pamugu agzina siki sekilde bastirdigim icin hicbir faydasi yoktu. Kulagina “Tamam bebegim,direnmeyi birak, kokla ve rahatla, guzel bir uyku fena olmaz mi?” dedim. O ise inliyordu, sonra nefesini tuttugunu farkettim. “Nereye kadar tutacaksin nefesini bebegim” dedim ve sol elimi geceliginin dekoltesinden iceri sokup sag gogsunu kuvvetlice siktim. O ise aciyla inledi ve mecburen derin bir nefes daha almak zorunda kaldi. Gogsu inanilmaz guzeldi, diri ve buyukceydi. Yavas yavas eter etkisini gostermeye baslamis, direnisi zayiflamisti. Son bir cabayla butun vucuduyla direnise gecti, ellerini ve kollarini Hasandan kurtarmaya calisti, bacaklariyla da Metini tekmelemeyi denedi, ben “Siki tutun, az kaldi, bayiliyor” dedim. Bir yandan da sol elimle sag gogsunu sikmaya devam ediyordum. Hepimiz hatunu daha kuvvetlice tuttuk. Son cabalari da fayda etmemis, bu arada harcadigi enerjiden dolayi onu bayiltmayi kolaylastiracak iki derin nefes daha almak zorunda kalmisti. Artik direnisi bilincli olmaktan cok, refleksler seklindeydi. Gozleri de kapaniyordu. Basini itiraz eder gibi saga sola oynatti, son bir derin bir inlemeyle birlikte kollarimizda hareketsiz kaldi. Uykuda kalmasi gereken sureye gore bir iki saniye daha pamugu agzinda tuttum. Daha sonra yavas yavas pamugu agzindan cektim. Hafif hafif soluk alip veriyordu. Hasan fisidayarak “Bayildi sonunda” dedi. Ben “Simdi su kapinin disindaki isimize bakalim” dedim. Durum oldukca tehlikeliydi. Disardaki adam icerde olan biteni anladiysa yanmistik, polise haber verebilirdi. “Hatunu su kanepenin uzerine yatiralim” dedim. Demin butun kuvvetiyle elimizde cirpinan vucudu simdi gevsemisti. Kucagimizda kanepeye tasiyip yavasca yatirdik. Vucudu muhtesem gozukuyordu. Ufacik geceligi altinda gogusleri uclari haric komple ortadaydi, demin elledigim icin artik rahatca silikon olmadiklarini soyleyebilirdim. Cunku basinda gogusleri ile ilgili haberler vardi, o kadar carpici, guzel ve diriydiler ki goguslerinin silikon oldugu haberleri cikmisti. Ama artik ben gercek olduklarini biliyordum. Bacaklari da kasiklarina kadar tum ihtisamiyla ortadaydi. Gercekten inanilmaz bir manzaraydi. Ama once halletmemmiz gereken bir is vardi. “Kapinin gozetleme deliginden bakalim, yavas yavas gelin” dedim. Cok sessizce kapiya dogru gittik. Kapinin deliginden disari baktim. Disarda 50 yaslarinda bir adam duruyordu. Tam o sirada yine o yaslarda bir kadin geldi adamin yanina. Kadin: Ne olmus anlayabildin mi?Adam: Bilmemki hic ses yok, seslendim ama, cevap veren olmadi. Kadin: Hadi gel eve gidelim, gecenin bir saatinde ne isimiz var elalemin kapisinda Adam: Ya icerde bir problem varsa, kadina bir sey olduysa. Kadin: Ne olacak, televizyonun sesini cok acmistir, ses ondan gelmistir. Hem sen amma dusunuyorsun elin kadini. Zaten ona nasil baktigini gormedim zannetme. Hadi sinir etme beni de gel iceriyeAdam: Hayret bir seysin be kadin, tamam geldim, Allah Allah. Adam kadini ardindan soylene soylene koridorun oteki tarafina dogru yurudu ve goruntuden kayboldu. Daha sonra kapanan kapinin sesini duyduk. Ben: Ucuz atlattik arkadaslar, adam gitti Hasan: Emin misin abi, yakalandik diye acaip korktumBen: Gitti eminim ama bir sure bekleyelim, unutsunlar olayi, sonra cikarizMetin: Hadi hatunun yanina gidelim, bir terslik olmasinTekrar salona donduk. Hatun kanepenin uzerinde baygin yatiyordu. Hasan: Ne kadar sonra cikacagiz? Ben: Soyle bir 20-30 dakika gecsin, oyle cikariz. Hasan: O zaman yavas yavas ise baslasak Bir yandan hatunun bacaklarini oksuyordu. Ben: Sen kafayi mi yedin, burda olmaz, mumkun oldugunca az iz birakip burdan gitmeliyiz Metin: Adam hakli, acele etme, ona da sira gelecek Hasan: Abi nasil acele etme, su hatuna bir baksaniza, kendimi zor tutuyorum, bu ne guzellik be. Ama neyse, siz haklisiniz galiba, biraz disimizi sikalim, sonra mukafatimizi alirizHasan: Harbiden hatun televizyonda gozuktugunden de cok guzelmis, tas abi tas, inanamiyorum boyle bir hatunla sevisebilecegime. Ben: Herhalde oglum, bu ise niye giristik. Ama aman dikkat, sakin bir dikkatsizlik yapmayalim, isler iyi gidiyor. Beklemeye basladik. Arada kapiyi ve pencereden disariyi kontrol ediyorduk bir problem var mi diye. Her sey yolunda gidiyordu. Hatun daha kendine gelmemisti ve verdigimiz etere gore bir sure daha baygin kalacakti. 12 ye dogru yavas yavas hareketlendik. Hasan ve Metin onden ciktilar. Ben hatunu kucagima aldim. Vucudu harika kokuyordu. Hasan ve Metinde tamam isaretini alinca hizli adimlarla ciktim. Ortalik cok tenhaydi. Hemen arabaya gittim, Metin arka kapiyi acmisti, hatunu iceriye yerlestirdim. Hasan arabayi calistirdi, ben on koltuga gectim, Metin de arka koltukta hatunun yanina oturdu. Ben: Metin, hatunu oturur pozisyona getirip omzuna yasla, sanki ickiyi cok kacirmis da sizmis gibi olsun, trafikte killanma olmasin Metin: TamamMetin hatunu diklestirip omzuna yatirdi, kolunu da omzuna dayadi, siritip “Nasil kiz arkadasim guzel mi?” dedi. Ben “Cok komiksin be Metin, yanliz senin kiz ardadasi Hasanla ben de dudukluycez birazdan” dedim. Hasan “Hadi gidiyoruz, birakin gevezeligi dedi. Yola koyulduk. Sokaklar tenhaydi. Hasana trafik kurallarina dikkat etmesini soyledim, polise falan bos yere yakalanmamaliydik, hersey mahfolurdu. Sokaklarda tek tuk arabalar vardi, hafta ici oldugu icin kalabalik degildi. Ancak kurallara uyalim diye Hasan yavas gidiyordu, bir turlu cevre yoluna cikamamistik, bir ciksak cevre yoluna rahatlayacaktik. Bu arada yol guzergahindan konusuyorduk, Hasan yolu tarif ediyordum. Bir ara yolun yine tenha bir kesiminde kirmizi isiga yakalandik. Yesili beklerken birden arkadan Metin “Ahhhh!” diye bagirdi, biz arkaya dondugumuzde Metin hayalarini tutuyordu, hatun ise kapi acip kosmaya basladi. Ben: Naaptin, cabuk yakalayalim, kosun Metin: Uyanmis, numara yapiyormus kaltak, tasaklarima vurdu kaltak Metin hala kivraniyordu. Onu arabada birakip kizin pesine dustuk. Hatun yol kenarindan iceriye dalmisti, bir yandan “Imdat, yardim edin, kaciriyorlar” diye bagiriyordu. Yol kenarinda buyukce bir park vardi, oradan iceri dogru kostu, cok ilerlerden bur grup insanin sesleri geliyordu, bir grup gencti, yuksek sesle konusuyorlar, bagiriyorlar, sarki soyluyorlar, ve bizim tarafa dogru yuruyorlardi. Hatun onlara yaklasmadan yakalamaydik. Hasana “Daha hizli, yetismemiz lazim” dedim. Hatun bir yandan kosuyor, bir yandan da yardim cigliklari atiyordu, o da yaklasan grubu farketmisti, sesini onlara duyurmasi kurtulusu demekti. Ancak ilacin etkisiyle olacak, cok hizli kosamiyordu, yetismek uzereydik. Tam sesini gruba duyurabilecek bir yerden bagirmak uzereydi ki, ikimizde yetisip hatunu yakaladik. Ben belinden kavradim, Hasan ise bir kolunu yakalayip sag eliyle hatunun agzini sikica kapatti. Ben “Cabuk surdaki caliliklarin arkasina goturelim” dedim. Hatun tum gucuyle direnmeye calisiyor, bacaklariyla beni tekmeliyor, serbest koluyla Hasanin agzini kapatan elinden kurtulmaya calisiyor, bagirmak icin inliyor, Hasana vuruyordu. Bir yandan da tum vucudu bir yilan gibi kivriliyordu. Ben tekmelerine aldirmaksizin bacaklarindan ve kalcalarindan yakaladim, Hasan da sag eliyle agzini tutmaya devam ederken, sol eliyle gogus bolgesinden kavradi. Hatunu kaldirip, yakindaki caliliklarin arkasina dogru dogru tasimaya basladik. Bir yandan grubun sesleri de yaklasiyordu. Onlar daha bizi gorecek yere gelmeden calilarin arkasina saklanmistik bile. Ancak calilar cok uzun degildi, o yuzden yere yattik, hatunu da bizimle birlikte yere yatirdik, ben yine bacak ve kalcalarini tutuyordum, Hasan agzini sikica kapatmisti, ancak hatun oyle bir inliyordu ki birazdan grup tam yanimizdan gecerken inlemelerini duyma ihtimali vardi. Hasan: Naapicaz simdi, ya sesini duydularsa, yandik vallahaBen: Dur panik yok, sesini duymadilar sanirim, yoksa hemen gelirlerdi, baksana hala sallana sallana geliyorlar. Ama bir iki dakika icinde burada olurlar, o yuzden hatunu yine bayiltmamiz lazim, Allahtan eter ve pamuk yanimdaHasan: Hadi cabuk ol o zaman Hatun yine olacaklari anlamis, tum gucuyle elimizden kurtulmaya, sesini duyurmaya calisiyordu. Ama cok siki tutuyorduk, cabalari bosunaydi. Ben hemen elimi cebime atip eteri ve pamugu cikarttim. Bu sefer oncekinden daha cok eteri pamuga doktum, isi saglam tutmaliydim. “Evet bebegim, uyku vakti” diyerek hatunu agiz ve burun kismina bastirdim. Ben pamugu bastirdigimda Hasan da hatunun agzindaki elini cekip hatunu belinden kavradi, kollarini tuttu, ben de yerde uzanarak hatunun kalca ve bacaklari uzerine coktum. Direnisini olabildigince guclestirmistik. Hepimiz yerdeydik, hatun bizim kiskacimizdan kurtulmak icin altimizda debeleniyordu, ancak sadece hafif hafif kipirdanabiliyordu ellerimizde. Yine nefesini tuttugunu farkettim, insanlar gelene kadar ayik kalmaya calisiyordu. Bu arada grup da oldukca yaklasmisti, sesleri bayagi yakindan geliyordu. Ben “Hasan bu kaltak yine nefesini tutuyor, goguslerine saglamca bir el at bakalim” dedim. Hasan “Zevkle” dedi ve hatunun belindeki sol elini yukariya kaydirarak geceliginin arasinda sokup sag gogsunu kuvvetlice sikti. Hatun aciyla irkilerek inledi ve derin bir nefes almak zorunda kaldi. Ben “Cok guzel, hadi yavrum, bir nefes daha, az kaldi, gevse” dedim. Hatun basini saga sola oynatarak eterli pamuktan kacirmaya calisti, ama ben de pamugu basinin hareketleriyle birlikte yerinde tuttugum icin bir faydasi olmamisti. Hasan isini sevmisti, bu sefer hatunu gogus ucunu kuvvetle sikti, hatun yine inledi ve derin bir nefes daha aldi, Hasan hatunun kulagina “Direnmeyi birak ve kokla guzelim, elimizdesin” diye fisildadi. Eter tesirini gostermeye baslamisti, hatunu gozlerini zorlukla acik tutuyordu, inlemeleri de zayiflamisti. “Tamam gidiyor, yanliz artik cok sessiz olalim, adamlar cok yaklasti” dedim. Gercektende 10-15 metre ilerdeydiler, yaklasik 8-10 kisiydiler, geyik yapa yapa yuruyorlardi. Hatun cok yaklastiklari icin son bir direnisle uyanik kalmaya ve sesini duyurmaya calisti, yine altimizda zayifca debelendi, ama artik zaptedilmesi cok kolaydi, iyice siki sikiya tuttuk. Grup calilarin onunde gecerken, hatun derin ve hafif bir inlemeyle elimizde gevsedi, direnisi sona erdi. Bayilmisti. Hasan a baktim, hala hatunun gogsunu mincikliyordu. Ben: Tamam abi, hatun bayildi, kes minciklamayi hatunu Hasan: Olsun abi, tas gibiymis memeleri, donuma bosaldim hatunu bayiltirkenGrup uzaklasirken biz yine calilarin arkasinda, ortamizda baygin hatun, bir sure bekledik. Sicacik ve tas gibi vucudu sandvic pozisyonunda aramizdaydi, kokusunu ve sicakligini hissediyorduk. Bir an benim de aklima tam o pozisyona Hasanla birlikte orda hatunu becermek geldi, ama kendimi tuttum, cok riskli olabilirdim. Simdi hatunu tekrar arabaya tasimak icin uygun ani kollamaliydik. 1. bolumun sonu

Popoma Vuruyordu

Tarafından   3 Mart 2015
0

Merhaba ben şu an 24 yaşındayım.İzmirliyim.Sizlere 19 yaşındayken başımdan geçen olayı anlatacağım.Umarım beğenirsiniz.O sene AFS sınavını kazanmıştım ve ilk defa yurtdışına çıkacaktım. Amerikaya gidecektim ama çok heyecanlıydım.Kız arkadaşımı (sevgili Ebrum) bırakmak istemiyordum.Ne de olsa gurbet ellerde kızsız kalacaktım.Ama beklediğim gibi olmadı.Kaldığım ailenin babası 2 aylığına iş seyahatine çıkmıştı.3 yaşında da çocukları vardı.Anne ise 36 yaşında ama fıstık gibi bir kadındı.Adı Mrs.Watson yada Kate Watson idi.Eşi iş seyahatinden dönene kadar evde ikimiz tek sayılırdık.Bir gün kocasının ona aldığı ilk hediye olan kalp resimli bardağı kırdım. Mrs.Watson çok sinirlendi ve bana cezalandırılacağımı söyledi.Beni kucağına yatırdı ve popoma şaplak atmaya başladı.önce karşı çıkmaya çalıştım ama şortumu indirip daha sert vurmaya başladı. Bir süre sonra hoşuma gitmeye başladı ve kalkan sikim bacağına temas edince zevk aldığımı anladı ve “sevdin mi?” dedi.Ben de “Evet” dedim.Bana diz çökmemi söyledi ve ayaklarını yalamamı istedi.İlk defa böyle bir şey duymuştum ve bir şeyden ilk defa bu kadar zevk alıyordum.Sonra tuvalete gitti ve döndüğünde götünü yalamamı istedi ama kabul etmedim. Sonra götünü temizledi ve bir daha aynı teklifi iletti ve “bir kere dene, seveceksin” dedi.Çok hoşuma gitmişti ama osurunca yalamayı bıraktım.Son olarak beni parmakladı ve bu gecelik bu kadar ama yarın daha iyisi var dedi.Ertesi gün otururken tekrar denemeyi teklif etti ve kabul eder etmez telefonla arkadaşını çağırdı.Arkadaşı o kadar güzel değildi ama iki kişi bana daha güzel anlar yaşattılar.Ayaklarını ve göt deliklerini yaladıktan sonra Mrs.Watson kafama oturdu.diğer kadın ayaklarını kelepçeledi ve bir iple avizeye bağladı.Sonra ince bir çubukla ayaklarımın altına vurmaya başladı.İlk darbeler hafif ve zevkliydi ama sonra çok bağırmaya başladım.Ağzımı da bantladılar ve Çeneni kapa diyerek diğer kadın çubuğu götüme soktu ve hafif hafif bastırdı çıkardı.Sikim tekrar kalktı.Sonra ağzımı açtılar ve vibratör soktular.Ben de yaladım.Son olarak beni çözdüler ve Mrs.Watson işaret parmağına bebek yağı döktükten sonra götüme soktu, sağa sola oynattı.Sonra vibratörleri bellerine bağladılar ve beni siktiler.Bu olayları sık sık sürdürdük ama bağlanmadan ve ayaklarımın altına sert darbeler yemeden.

Lise1 Ögretmenim Necla

Tarafından   3 Mart 2015
0

Lise1 Ögretmenim NeclaDunya guzeli bir kadindi. Evli degildi, herkes ona asikti. Ben de asiktim. Kat nobeti ondayken, siniftan, kattan cikmazdim. Bizim Fen ogretmenimiz olmustu ve sinif ogretmenimizdi o yil.Beni cok severdi, ve ben de o yil projemi Fen`den sectimdi dogal olarak. Bi vosvos`u vardi. Cok arastirip calismistim fen projesine. Ozel ders de veriyodu. Proje teslimine 1 hafta kala, kendisinin yardimina ihtiyac duydugumu soyledim ders cikisinda. “Dersim var ama gel, bitince bakariz” dedi. Deli olmustum mutluluktan. Vosvosuna binip onun evine gittik. Ogrencisi geldi, derse koyuldular. Ankaralilar bilir, evi gazi mahallesindeydi. gazi mahallesi oldukca sakin ve mustakil evlerder olusurdu (en azindan o zamanlar). Ben de onlar calisirken evini karistirmaya basladim. Donunu ariyodum, veya corabini. Deli guzel bi kadindi ve hep kaliteli giyinirdi. Ust kattaki banyoda, camasir makinasi icinde beyaz bi donunu duldum. Alip kokladim, icime cektim. Cok hafif tatli eksi bi koku vardi. Dilimi surdum, bi sure sonra tamamini cignemeye baslamistim. Cildiriyodum. Camasir makinasina attigi corabi da, onceki gun okulda giydigi yari seffaf desenli baklavali siyah corabiydi. Giymek istedim, cok istedim. Dayanamayip pantalonumla donumu cikarip, onun onceki gun okulda giydigi corabi giydim. Karnimin uzerine gelecek kadar cektim. Artik kopmustum. Ust kattaki banyo, onun odasiyla karsi karsiyaydi, ses yapmadan cikip onun odasina girip diger kiyafetlerini karistirmaya koyuldum. Ayakkabilarini ariyodum. Kapi aciliverdi, yakaladi beni. “neye bakiyodun” dedi, “bulduklarin zaten cok yakismis” dedi, utancimdan yerin dibine gectim, dona kaldim.5- 10 saniyelik duraklama, 10 yil gibi geldi bana. sonra arkama gelip bana sariliverdi. “mutlumusun bebegim” diye kulagima fisildadi. O anki saskinligimi ve doygunlugumu, hissiyatimi anlatamam. Uzerimde okul gomlegi ve gravat, altimda onun coraplari vardi ve o bana arkadan sarilmisti. Epey bi sure oyle kaldik, nasi davranacagimi bilemiyodum. Beni giydirmeye basladi. Gomlegimi cikarttirip bi elbise begendi, onu giydirdi, bi ayakkabi verdi topuklu. Bana biraz dom yapti. Hatta biraz uzun da surdu. Hatta cok ileri de gitti, o da bi saat sonra limitleri kopartmisti. Ama ben lisenin en guzel hocasinin giydigi camasirlar icerisinde birsey yasamistim. Corabina degen bacak teri, benim tenime gecmisti, donunu agzimda cignemistim, onun onunde de topuklularla kadin gibi davrandim. Onun icine hicbi girisimim olamadi, o benim icime girisimler yapti hep. Hic de pisman degilim, hala mutlulukla aniyorum.Gönderen: [email protected]

Külotlu Çorap

Tarafından   2 Mart 2015
0

Her tanıdığım kadının külotlu çorabını giyip onu düşünerek masturbasyon yaparım. Onun amının sürttüğü yerlere sikimi sürterek boşalırım. Bir gün tanıdığımız birinin düğününe başka bir şehre gittim. Düğün akşama olduğu için erken gitmiştim. Bu arada evlenen arkadaşın ablası hep arzu ettiğim birisi idiAma onun külotlu çorabını giyememiş ve bu arzumun altında kalmıştım. Tam o gün bu fırsat elime geçti. Düğün için giyinmek istemiştim ve bir oda gösterildi. Tam soyunmuştum. Giyinmek üzereydim. Birden o ne ortada açık bir valiz ve en üstünde bir külotlu çorap. Onun biraz önce evlenen arkadaşın ablasının bacaklarında olduğunu farkettim. Ne zaman çıkarmış oraya koymuştu.Ama onu giymek isteğimin önüne geçmem mümkün değildi. Yavaşca beyaz külotlu çorabı valizin üzerinden alıp bacaklarıma geçirdim. Çorap yükseldikçe doyulmaz bir haz alıyordum. Neredeyse boşalacaktım. Derken birden kapı açıldı. Karşımda beni zevkten öldüren çorabın sahibi duruyor ve şaşkınlık içinde bana bakıyordu. Bir an bağıracak ve yardım isteyecek sandım. Fakat ses çıkarmadı. Yüz ifadesi değişmeden yaklaştı. Eli Çorabın üzerinden aletimi okşuyordu. İlk anda ki şaşkınlık geçmiş, yerini tarif edilmez bir haz almıştı. sonra o kapıyı kilitledi yerde onu sikerken benim bacaklarımda bulunan onun külotlu çorabının onun çorapsız bacaklarına sürtüşü, içine girişim ve her an yakalanma korkusu içinde ılık ılık boşalışımı hala unutamam. Bu güne kadar 100 den fazla kadının külotlu çorabını gidim. 10 kadar kadının da çoraplarına ek olarak elbiselerini de giydim.Şu anda üzerimde külotlu çorap. ve diğer kadın giysileri var. sanırım boşalmak üzereyim. Galiba külotlu çorabın üzerine boşalıyorum.Gönderen: sinan

Ben ve Atlar

Tarafından   1 Mart 2015
0

Ben emine, eşim talat`tan 4 sene önce ayrılmıştım. Boşandıktan sonra akhisar`ın bir köyüne yani baba evine geri dönmüştüm. Henüz 27 yaşındaydım ve şehrin tüm nimetlerinden köyde de faydalanıyordum. Geçen dört yılda köy evindeki komşumuz kerim ağa’nın üniversitede okuyan oğlu hasan`la güzel bir ilişkimiz olmuştu. Hasan benim şehirden ayrılırken aldığım ama kullanamadığım bilgisayarı ve interneti iyi kötü öğretmişti. Bu eğitimin karşılığı olarak, yarak açlığımı bilen hasan beni her fırsatta sikmiş, doyurmuştu. Yaşamım öylesine sıradan ama köy hayatı için dolu geçiyordu. Annem-babam iyice yaşlandığı için hayvanlara bakma görevini de ben yerine getiriyordum. sabahları erkenden kalkıyor inekleri, danaları ve buzağıları harıma (tarlaya) götürüyor, atları ve eşeği de meraya salıyordum. Akşamları da başta hasan olmak üzere köyün tüm genç takımı bizim evin hanay odasında oturup muhabbet ediyor, günün yorgunluğunu atmaya çalışıyorduk. Günler günleri kovaladı. Okullar açılınca hasan`ın ankara`ya girmesi gerekiyordu. Yarraksızlık iyice başıma vurmuştu. Birgün akşam hayvanları ahıra yerleştirdim. Yorgunluktan bitkin duruma düşmüştüm. Sırayla her hayvanın önüne kuru otlardan atarken besili olan ve babamın sağa sola giderken bindiği kıratın sikinde kıpırdanmalar başlamıştı. Aklıma bir anda kıratın sikiyle oynaşmak geldi. Fakat o dev siki nasıl sertleştirecektim?. Parmağımın ucunu tükrüğümle ıslatıp atın sikine dairesel masajlar yaptım. Yaklaşık bir karış kadarı dışına çıktı. Bu görüntü beni delirtti. Hemen başımı atın sikine uzatıp dilimle uyarmaya başladım. Fakat beceremedim. Aklıma hemen bir kurnazlık geldi. Kıratı ahırdaki dişi eşeğin arkasına çektim. At eşeği sikmek için ön ayaklarını havaya kaldırdığında siki bir anda sertleşti. Bu anın tadını çıkarmalıydım. Atın yularını aşağıya bağlayarak şaha kalkmamasını sağladım ve dizlerimin üzerine çömelerek atın sikine doğru yaklaştım. Aman tanrım. O ne öyle. Sanki bir metre ve en az kolum kadar kalın. Emmeye başladım…Atı okşaya okşaya ve huylandırmadan elimi sikine attım. Önce dil darbeleri attım sonra da başını tamamen ağzıma alarak emmeye başladım. Korkunç zevk almaya başlamıştım. Ne talat`ın ne de hasan`ın yarrakları böyle zevk vermemişti. Bir taraftan atın yarrağını emiyor bir taraftan da elimle sıvazlıyordum. At birden boşalmaya başlamıştı. Sarımtırak ve cıvık döllerle yüzüm ve göğsüm yıkanmıştı. Atı tekrar iştaha getirmek için yularını çözdüm ve başını dişi eşeğin amına gelecek şekilde kaldırdım. Eşeğin amını koklarken atın siki tekrar kazık gibi olmuştu. Zevkten çıldırmak üzereydim. Bu kol gibi yarağı nasıl içime alabilirim diye düşünürken birden duvar dibinde dizili yem kasalarını gördüm. Hemen iki yem kasasını ardarda koyarak atın altına yerleştirdim üzerine de bir hasır koydum. Atın altına yattım. Önce yarağı doya doya yalayarak iki kere boşaldım. Zaten amım vıcık vıcık olmuştu. Siki amıma yaklaştırdım ve sürtmeye başladım. Yarrağın başı iyice büyümüştü. Yavaşça soktum. Sanki amıma beş yarak birden giriyordu. Pompalamaya başladım. Her pompalamada atın yarağı 20-30 cm içime giriyordu. Yaklaşık 3-5 dakika sonra at boşaldı. Bense sayısını bile hatırlamıyorum. Günlerim böylece geçti. Canım her yarak istediğinde kıratım hazırdı. Ahırda ara sıra atla eşeği, bazen de danayla inekleri sikiştiriyordum. Daha sonraki günlerde de dananın ve köpeğimiz karabaş`ın sikini emdim. Karabaş`ın siki de çok güzeldi. Onu da diğer mektubumda anlatacağım. Gönderen: Emine

Artık Bir Efendim Var 5

Tarafından   1 Mart 2015
0

Efendimin emri üzerine vücudumdaki kıllardan kurtulmak için çaba sarf ediyordum ama bunu yapmak kolay değildi, kalıcı olabilmesi için epilasyon gerekiyordu… Akşam evde hep beraber oturuyorduk, efendim de tam karşımdaydı, bana bakışlarından aklından birşeyler geçirdiğini anladım.Ertesi gün Pazar olduğu için fazla aktivite yapma şansı olmayacaktı, bunun için memnundum çünkü efendim gün boyu beni becermişti. Memnuniyetimin boşuna olduğunu efendimin beni odaya çağırmasıyla anladım, bana; çok azgın olduğunu, yarını boş geçiremeyeceğini, bu sebeple beraber kütüphaneye gidip ders çalışma bahanesiyle evden çıkacağımızı ve bir araba kiralayarak şehir dışında ıssız bir ormanlık alana gideceğimizi ve gerisinin malum olduğunu söyledi ve hemen kiralık bir araba bulmamı emretti. Hemen bir arkadaşım vasıtasıyla kiralık araç servisini arayıp efendimin isteğini yerine getirdim. Ertesi gün sabah efendim küçük bir köşe kapmaca sonucu teyzemi atlattıktan sonra beni tuvalete çağırdı ve üzerime çıkarak ağzıma sıçmaya başladı, yutmakta zorlandığım sırada da ağzıma işeyerek bana yardımcı oldu, böylece ben kahvaltımı bitirmiş oldum, o da kahvaltısını ettikten sonra saat 12 gibi evden ayrıldık.Elimizde birkaç kitap ve bir çanta vardı; kitaplar hiçbir işe yaramayacaktı, asıl işe yarayacak olan çantaydı ve içinde bulunanlar itibariyle tam bir bdsm çantasıydı. Kiraladığımız arabayı alacağımız yer eve pek uzak değildi, 15 dakika sonra arabayı aldık ve ilerlemeye başladık.Efendim ilk benzinlikte durmamı emretti ve beni arka koltuğa sırt üstü yatırarak yüzüme oturdu, emriyle amını yalamaya başladım ve 10 dakika sonra sahibemi o günkü ilk orgazmına ulaştırdım. Efendim arabada ayaklarını kucağıma uzatarak yolculuk ediyordu, ben de onun ayaklarını yalayarak ve de güçlükle araba kullanıyordum..Sonunda şehrin biraz dışında ıssız sayılabilecek bir ormanlık alan bulduk, efendim hemen durmamı emretti, uzaklarda birkaç araba daha görülüyordu ama bundan daha iyisi olamazdı.Dışarıya piknik yaparmış gibi bir sofra serdik gelenler olup bizi arabanın içinde görürlerse şaşırmasınlar diye…Sonra efendim hızla işe girişti, beni tekme tokat döverek arka koltuğa yatırdı, üzerimi parçalarcasına çıkardıktan sonra bacaklarımı ayırdı, straponunu taktı,deliğimi alelacele kremledi ve tek seferde içime girdi, acıdan mahvolmuştum, bağırıyordum, sahibem beni deliler gibi sikiyor, araba sanki bozuk bir yola girmiş gibi sallanıyordu, çok ses çıkarmam üzerine yanımızda getirdiğimiz koli bandıyla ağzımı kapattı ve beni düzmeye devam etti…Üzerimde birçok pozisyon denedi,üste geçti, altta devam etti, en son beni domaltıp at gibi üzerime bindi, çok formdaydı, yaklaşık 3 saat siktikten sonra en son bir kez de açık alanda sahip oldu, defalarca orgazma ulaşmıştı…İşi bittikten sonra beni yine tekme tokat dövmeye başladı, bu sefer durmuyordu, kızgınlığının vücudumdaki kıllardan hala kurtulmamış olduğum için olduğunu ve gelecek sefere de beni böyle görürse inanılmaz cezalar vereceğini söyledi. Ağzım yüzüm kan içinde kalmıştı, yakınlardaki bir çeşmede yüzümü temizledikten sonra efendimin yanına döndüm.Hava yaz ayına göre biraz serindi, efendim de ince giyinmişti, bu durum burnunun akmasına sebep oldu, tabii ki efendim burnunu temizlemek için bir mendil kullanmadı, öyle yapsa sümüklerin yarısını mendil yutardı, halbuki onları benim yutmam gerekiyordu. Önce ağzıma birkaç okkalı tükürük yolladı, sonra da burnunu ağzımın içine sümkürerek sümüklerini yutmamı sağladı, oradan ayrılmadan önce bir kez daha ağzıma işedi ve yola çıkmamız gerektiğini söyledi.Arabayla şehre dönene kadar yine sahibemin ayaklarını yaladım, kıçım yine açıyordu, oturmakta zorlanıyordum fakat efendim çok yakında kıç deliğimin yeterince genişleyeceğini ve benim de rahat edeceğimi söyledi, bu bir espriydi ama aynı zamanda da bir gerçekti, köpeği ve tuvaleti olmak dışında onun orospusu,metresiydim aynı zamanda…Bu orospu hayatım yaz okulu sonunda mezun olmama kadar sürdü…