Suuuuu ama ne suselam herkese… ben bir fetişistim ama ayak değil şeftali suyu…benim sex anlayışım ne kadar su içersem o kadar zevk alıyorum.. Birgün olağan iş ziyaretinde bulunuyordum. o günkü randevum Gülnaz adında bir bayanlaydı. Saat on gibi firmaya gittim ve saat 10:15 te içeri girdim yani odaya 🙂 odaya girdim ki gülnaz hanım tam bir gül dizlerin üstünde bir etek yarımkollu taransparan bir bluz ve içinde dantelli bir sütyen. Ben tüm görüşme boyunca dizlerinin yukarsındaki detaylara baktım bilmiyorum.(bunun oda farkındaydı ve arasıra bacaklarını aralıyor ve aynı dantelden çamaşırı gözüküyordu). iş konusunu bitirdikten sonra, üniversitelerimizden okuldan bahsedip özle yanlarımımızı birbirimize anlatmaya başladık. ve ben şiir yazdığımı ve çok iyi masaj yaptığımı hatta okul sırasında bundan para kazndıpımı anlattım ve bu olayın başlangıçı oldu. bir şiirin var mı aklında dedi benimde şeytanlığın tuttu o an ve şunu okudum : Bir gizli mağrada yıkadım yüzümü/ kanakana içitim bedenim doyana kadar/ ve şimdi sorhoşum delicesine/ bedenim kaldı kanter içinde ve hasretim kokuna….. bu ne için dediğinde çok sevdiğim birşey için cevabı verdim ve o tatlı tebessümüyle güldü. Onunda masaja merakı olduğu için bunu yapıp yapamayacağımı sordu bende yapabileceğimi söyledim ve akşama görüşmek üzere ayrıldık. ve aksam saat 8 de verdiğiadrese gittim. kapıyı açtığında gözlerimim karşısındaki güzellik beni sarhoş etmeye yetti ezmer tani üzerine beyaz ve şeffaf bir baybdol ve hiçbir çamaşır yoktu. Hoşgeldin demeden ilk sözü masajdan önce yüzünü yıkamak istermisin oldu. hiçbirşey demedim. kucağıma alıp yatak odasına gittik. ve ben yatağa yatırdım kıvrımları o kadar güzeldiki ve teni inanılmaz kokuyordu. ayaklarından yukaru doğru çıktım dilimde bu arada gereken ilgiyi gösteriyordu tenine. ve o güzel mağrada yüzümü yıkamaya gelmişti artık. hafif nemlenmiş ve beni bekliyordu ve ben öpüşmeye başladım müthiş bir tadı vardı dilimle deliğine giryor dudaklarını aralayıp aralayıp emiyordum bedeninin nasıltitrediğini görmenizi isterdim ve azıma gelen o müthiş lezzeti anlatmam mümkün değil..yaklaşık kırk dakika iki baçağı arasında kaldım ve kaç kez boşaldı bilemiyorum. bacaklarının arasından kafamı kaldırdığımda gördüğüm baş vermiş memelere doğru yöneldim. deli gibi emerken elimle mağranın derinliklerinde yol alıyordu ve titremeleri ard arda devam ediyor azında sular akıyordu zevkten (bunu hayatımda ilk kez görüyordum). ve artık gir ne olur dedi ve ben ve o artık tek bedendik. pozisyon değiştirerek deliler gibi düzüştük…. ve sabah uyandığımızda sarılmış bir şekilde uyandık ve yüzümüzde hafif bir yorgunluk ama mutluluk vardı..bonyo kısmına gelince sabah inanılmazdı. bu su zevki bambaşka inanın….
Kategori Arşivleri: Fetiş (Fetish) Hikayeler
Deliliğin Dağlarında
Ayrılmamızın üzerinden 1.5 yıl geçmesine rağmen arasıra görüşüyorduk ve ikimizin de o sıralar sevgilisi olmadığından birlikte geçirdiğimiz sıra dışı zamanların hatırası yine ağır basmaya başlamıştı. Açıkçası ayrılmayı ben istemiştim, çünkü ilişkimiz ( eğer bir ilişki denebilirse ) onun da kişisel tercihleriyle tamamıyla bir köle/efendi ilişkisi eksenine oturmuştu; ki hayatım boyunca en çok istediğim şeyin bu olduğunu düşünsem de duygusal açıdan bazı şeylerin zamanla yitip gitmesi fikrini dayanılmaz bulmaya başlamıştım. Bir kölenin kendi isteğiyle efendisini terk etmesi düşüncesi en çok onun sinirlerini bozmuştu ve ben ayrıldıktan sonra uzun geceler gizli gizli bu tercihimden dolayı beni nasıl cezalandırdığını düşünerek kendimi tatmin etmiştim. Her şey posta kutumda küçük şişkin bir zarf bulmamla başladı yeniden. Zarfın üzerinde isim yoktu, zaten postayla gelmiş gibi de durmuyordu. Eve gidip zarfı açtığımda içinde küçük bir not ve giyilmiş bir çift külotlu çorap bulmuştum. ” Neye ihtiyacın olduğunu biliyorum, ne için yalvardığını ” sadece bunlar yazıyordu notta Ve uzun süre giyildiği anlaşılan o kutsal çorapları koklayarak kaç kere kendimi tatmin ettiğimi hatırlamıyorum bile. Postalar devam etti, kimden geldiğini biliyor arzu içinde yanıyor yine de gururuma yenik düşerek icqdaki konuşmalarımızda bir şey olmamış gibi davranıyordum. Kirli iç çamaşırları, bir hafta boyunca ayakkabısının içinde tuttuğu çiğnenmiş bir sakız, kullanılmış tuvalet kağıtları ve mendiller. Eski efendimin günahkar tuzakları, hepsi beni geri dönüşü olmayan bir yolu tekrar yürümek zorunda bırakan şeytani bir zekanın hediyeleriydi. Ve bir gün tekrar ona ait olmak, onun elinden gelecek ızdırap ve acıya ait hissetmek istedim. Dayanılmaz buldum bunu ve itaat ettim. Kış mevsimiydi ve yıllık iznimi değerlendirerek Uludağa doğru bir yolculuğa çıktım. Bursada onunla buluşacaktım, tatil boyunca kalacağımız ve bir akrabasına ait ücra dağ evinde geçirecektik bütün zamanı. Sabırsızlık ve karmakarışık duygular içerisinde yolun nasıl geçtiğini anlamadım. Yol boyunca bana son gönderdiği hediyeyi ağzımın içinde geveleyip duruyor, aromasını bir an bile aklımdan çıkarmıyordum. Pahalı jipiyle aldı beni otogardan, yüz yüze görüşmeyeli beni ayrı geçen yıllarıma binlerce kez pişman edecek kadar güzelleşmiş ve özellikle bu görüşmemizde beni çılgına döndürecek kadar özenle hazırlanmıştı. Araca bindim ve yüzünde kocaman bir gülümsemeyle karşıladı beni. Her zamanki gibi öpmem için elini uzattı ve bende ince uzun parmaklarını öperek minnetimi dile getirdim. Yol boyunca havadan sudan bahsettik. Fakat ben gözlerimi giydiği siyah deri mini etek, file çorapları ve çizmelerinden alamıyordum. Kış mevsimi olmasına rağmen hiç bir şeyden geri kalmamıştı. Nasıl iştahla baktığımı gördükçe siyah rujlu dudaklarında hor gören bir gülümseme vuku buluyordu. Tenha, ücra yollardan geçerek küçük dağ kulübesine ulaştık. Buranın dikkatle seçildiği ve belli bir amaca hizmet ettiği çok belliydi. Bu evde sonsuz gibi gelecek uzun bir süre boyunca acı çekecek, sahip olunacak ve feryadımı kimselere duyuramayacaktım. Ve bu beni heyecandan titretiyordu. Her zerrem yanımdaki bu şeytani tanrıçaya ait olabilmek için yanıp tutuşuyordu. Kulübenin önüne park ettik ve bagajı açarak valizlerini alarak eve getirmemi istedi, o da gidip kapıyı açtı. Oldukça ağırdı valizler ve içlerinde ne tür şeytani oyuncaklar olduğunu merak etmekten alamıyordum kendimi. Kapıdan girdim ve valizleri yere bıraktım. Kapıyı arkamızdan sıkıca kilitledi ve ben evi incelerken başımın arkasına gelen sert bir darbe ile sarsıldım. Ne olduğunu tahmin edemeden arkamı döndüğümde bir tokat patladı yüzümde. Ellerinin ne kadar sert ve acımasız olduğunu unutmuştum açıkçası. Sesimi çıkarmadım, ardı ardına tokatlar iniyordu yüzüme. Dizlerimin üzerine çöktüm kollarım vücudumun iki yanından direnmeden sarktığı halde ve beni mahvetmesine izin verdim. Hiç bir şey söylemiyor sadece vuruyor, kasıklarıma tekmeler atıyor, yüzümü tırmalıyor, saçlarımdan tutup beni bez bir bebek gibi yere savuruyor, topuklularıyla vücudumu, yüzümü, aletimi ve karnımı çiğniyordu. Çok zor geçeceğini düşünebildim sadece o anda, çok zor geçecekti bu zaman dilimi. Ve ben her saniyesine razıydım. Burnum kanamaya başladı, karlı çizmeleriyle kanlarımı yüzüme bulaştırıyor, değerli kanımın damlaları kirli çizmelerini ıslatıyordu. Bana vurdukça alçalıyordum ayaklarının dibinde eski bir paspas gibi olana değin alçaldım, alçaldım. Hak etmiştim bütün bunları ve sonrasını. Ayaklarının dibindeki yerimi unutup küçük bir çocuk gibi şikayet etmiştim, ve bana her şeyi yeniden hatırlatma lütfunu göstermişti tanrıçam. Sürünerek çizmelerinin siyah derisine yüz sürdüm, ve öptüm. ” Affet, ne olur” ” Bu kadar basit değil” ” Sen nasıl istersen, öyle olsun” ” Öyle de olacak ” gülümsedi dişlerinin arasından ” Bu sefer unutmamanı sağlayacağım ” ve burnuma bastırdı tabanını, ” şimdi doyasıya öp tanrıçanı ve ibadet et ” Soyunmamı emretti sonrasında, ki bu olduğunda dağ evinin buz gibi zemininde kan revan içinde iki saat boyunca çizmelerine bulaşan kanlarımı temizlemiştim. O da bir şeyler atıştırmıştı. Benim ne zaman yiyeceğim tabi onun takdirine kalmıştı. Üzerimdeki her şeyi çıkardım soğuğa aldırmadan ( aldırsam ne olacaktı ki ? ), buz gibi odada soğuktan titreyerek bir sonraki emrini bekledim. Valizleri açmamı emretti. Ve tüylerim diken diken oldu. Orada gördüklerimi tarif etmem pek mümkün değil ama etkilerini zaten dinleyeceksiniz benden ve benim yerinde olmak için duyduğunuz dayanılmaz istek hakkında bolca tereddüt edeceksiniz. İlk önce boynuma uzun zincirli bir tasma taktı, sonrasında el ve ayak bileklerime uçlarında metal halkalar olan deri bileklikler. Bunu göğüs uçlarıma bağladığı metal testere dişli klipsler ve testislerime bağladığı küçük ağırlıklar izledi. ” Sana zaman kavramını unutturucam küçük bebeğim. Sadece bekle” Sonra kulaklarımı macun kıvamında bir şeylerle tıkadı, böylelikle dışarıdan çok az ses duyabiliyordum. Bileklerimdeki halkalara tutturduğu kalın bir zinciri ise tavandaki kalasın üzerinden bizzat ben geçirdim. Küçük bir makara sistemi ile vücudumun ağırlığı neredeyse tamamıyla bileklerime binecek kadar havaya kaldırdı beni, ayaklarımın arasına da metal bir bar bağlayarak bacaklarımı birbirlerinden ayırdı. Ne kadar savunmasız ve merhametine muhtaç durumda olduğumu izleyerek bir süre eğlendi benimle çevremde dolaşarak. Bu sırada sivri tırnak törpüsüne benzer bir şey ile vücuduma küçük çizikler atıyordu. İşte buraya kadardı, belki de büyük bir hata yapmıştım ve bu gecenin bile sonunu göremeyecektim. Ne kadar işkence göreceğimi açıkçası kestiremiyordum ve şimdiden bileklerim sızlamaya başlamıştı. Arkama geçti ve görme ile kısıtlı duyularım bir sonraki hareketini pek kestiremiyordu o anda. Kıç deliğimi parmağıyla zorladığını fark ettim, bu hiç hoşuma gitmemişti çünkü bu konuda çok hassas olduğumu ve sevmediğimi önceden biliyordu. Ama zaten amacı da buydu, tüm sınırlarımı sonuna kadar zorlayarak beni tamamiyle teslim almak. Yağladığını anladığım parmağı tüm kasılmalarıma karşın pekte zorlanmadan içime girdi. Kesinlikle hoş değildi bu. Diğer eliyle testislerimi kavradı ve sıkmaya başladı. Ağzımdan çıkan acı dolu iniltiyi duyamıyor fakat acıyı tüm bedenimde duyumsuyordum. Bir yandan parmağıyla arkamı kurcalar ve daha derine giderken diğeriyle testislerimi hoyratça sıkıyordu ve ben tavandan sarkan gergin zincirlerin ucunda tamamen insafına kalmış biçimde kontrolsüzce sallanıyordum. Acıdan gözlerim kararmaya başlamıştı ve gözlerimden yaşlar boşanıyordu. Parmağı artık tamamıyla içimdeydi ve bir ikincisini sokmaya kalkışmasından korkuyor bir yandan da testislerimde kalıcı bir hasar kalmasından endişe ediyordum. Neyse ki kısa vadede beni acıdan bayıltmayı planlamıyor olsa gerek ki biraz ara verdi. Tekrar önüme geçti, sadistçe bir gülümseme vardı yüzünde. Kulaklarımdaki tıkaçları çıkardı. ” Ağzını aç ” İtaat etmekten başka şansım yoktu. Kıçımdan çıkardığı kirli parmağını ağzıma soktu ” Temizle şu pisliği ” Temizledim, kusmak istedim ama yapamadım korkumdan. Göğüs uçlarıma bağlı zincirlere asılmaya başladı şimdi de. Daha dayanılmaz değil ama kesinlikle çok rahatsız edici ince pis bir sızlamaydı bu seferki. Birden sivri burunlu çizmeleriyle testislerime sert bir tekme patlattı, ciğerlerimdeki tüm hava acı ile boşaldı ve inledim. ” Öyle zavallısınki. Bana yeniden tapınabilmek için nelerini vermezdin ? Şimdi ise bunu bile tartışabilecek durumda değilsin bebeğim. ” Bir tekme daha patlattı, her defasında acı ile ayaklarım yerden kesiliyor o da inadına göğüslerimdeki zinciri aşağı çekiyordu. Ne yaparsam yapayım acıya engel olamıyordum. Bir tekme daha. Kahkahalar atıyordu, şeytani ve ölümcül kahkahalar. Oyun değildi bütün bunlar, yaşam biçimiydi. O anda anladım. Bir tekme daha, yalvarıyordum ” nolur, lütfen yapma ,. çok üzgünüm ” ” Üzgün olmak yetmez köpek, perişan olacaksın ” Bir tekme daha, ve gözlerim karardı. Bayıldım. Buz gibi bir darbe ile açtım yine gözlerimi karanlığa. Şömineyi yakmıştı sanırım çünkü hava kararmıştı dışarıda ve ışık vuruyordu kulübenin duvarlarına. Ve sadist sahibim bir kova soğuk su ile uyandırmıştı beni. Ama onu göremiyordum, sanırım arkamda bir yerlerde titreyerek kendime gelmemi kıkırdayarak izliyordu. Başımı ağır ağır çevirerek etrafımı inceledim. Değişen bir şey yoktu, saatlerdir bu zincirlerin ucunda bağlı ve asılı durumda olmalıydım. Yeterince uyandığımı düşünmüş olmalı ki başımı yakalayarak arkaya doğru çekti ve kulağıma fısıldadı ” Yalvar bebeğim, ve çizmelerimdeki çamur kadar değersiz olduğunu ağla ” ” Ne olur Pelin artık dayanamıycam lütfen bir son ver buna ne istersen yaparım ” ” Ne istersem yapacaksın zaten bana yeni bir şey söyle ” ” Çizmelerinizdeki pislik kadar değersizim efendim ” Sırtımda sivri bir şey hissettim ve etime batırmaya başladı “Sevgili kölem aciz beyninin durumu daha iyi kavrayabilmesi için açıklamama izin ver. Günlerce burada birlikte güzel saatler geçireceğiz ve sen bana ancak çizmemdeki çamur kadar değersiz olabileceğini mi söylüyorsun ? Daha aşağılık olamaz mısın yani ? İnan bana sana öyle acı verici şeyler yapacağım ki hafta sona erdiğinde bambaşka bir yaratık olacaksın Seni kesmek için kesici aletler getirdim, ve erdemle kırbaçlayacağım seni. Daha sonra ayaklarıma kapanacak ve saatlerce sadece onları öpebilmek için yalvaracaksın. Ama ödülün küçük yanıklar olacak. Burada kimse seni duyamaz anlıyor musun ? Benimsin, önceden olduğu gibi. Her zaman olacağı gibi “Cevap veremedim, sadece yutkundum. Elindeki sivri şey iyice etime girmeye başladı, ince bir kan sızdığını duyumsayabiliyordum sırtımdan. Sesimi çıkarmadım, boyun eğdim. Yalvarırım ne hak ediyorsam onu yapın bana, dilediğiniz gibi kullanın beni . Daha itaatkar olamazdım. Bunu hak ediyor musun bak bakalım Çok acı verici bir şey sürmeye başladı yaramın üzerine bu sefer, ve sanırım bu tuz du. Bu acı verici yöntemleri saatlerce araştırdığını düşünerek ürperdim. ” H-hha-hakediyorum e-fendim ” nefesim kesilmişti çektiğim ızdıraptan ” Demek öyle ” Topuk seslerinden odanın içinde belirli bir yere gittiğini anladım, tekrar yanıma geldiğinde elinde şöminede iyice kızdırılmış ince bir şiş olduğunu gördüm. Diğerinde ise iç çamaşırı vardı. İç çamaşırını yüzüme yaklaştırarak burnuma dayadı, bugün için uzun süre giydiği ve yıkamadığı anlaşılıyordu. Hatta sanırım yeni çıkarmıştı çünkü tenine temas eden kısmının ıslaklığı yüzünden burnum nemlenmişti. ” Kokla bunu ” dedi. ” Sadece kokla, en ufak bir ses çıkarırsan canını daha feci yakarım ” Ve kor gibi demirle vücudumu ufak ufak dağlamaya başladı, ben ise çamaşırından derin nefesler alırken gözyaşlarıyla yüzüm ıslanıyordu Tarifsiz bir acı ve yanık et kokusu ile terbiye ediliyordu zayıf düşmüş vücudum ve böylelikle iradem, erkeklik gururum, tüm benliğim an be an tanrıçamın istediği seviyeye yaklaşıyordu.Beni ne kadar dağladığını hatırlayamıyorum, o zaman dilimi boyunca sislenmiş hafızam nedeniyle hatırlayamadığım birçok şey gibi. Vücudumda bir çok noktanın aynı anda zonkladığını ve bu sırada 2 kere acıdan bayıldığımı, çok geçmeden soğuk suyla ayıltıldığımı hatırlıyorum sadece. Şükürler olsun ki dayanıklı bir vücudum vardı ve bu da ızdırabımı uzatmaktan başka bir şeye yaramıyordu. Ama işe yarıyordu, beni istediği noktaya getiriyordu yavaş yavaş, bambaşka bir şey oldu Tanrıçam gittikçe gözümde, tapılası ve itaat edilesi yüce bir varlık; tüm benliğimle tabi olduğum. Dağlama seansı bittiğinde 6-7 saattir tavandan asılı olduğumu tahmin ediyorum ki ellerim morarmış ve hissizleşmiş; ve diğer tarafı ile rahatça uğraşmak için henüz dokunmadığı vücudum uyuşmuş durumdaydı. Yanıklarıma iyileştirme hızı muazzam olan bir merhem sürmeye başladı. Ve sonra ellerime bağlı olan zinciri tavandan çözdü. Her şeyi bir ritüel edasıyla yapıyor ve pek fazla konuşmuyordu, ancak yüzünde donduğunu sandığım daimi bir tebessüm ve aşağılama ifadesi olduğunu hatırlıyorum. Ayaklarının dibine yığılıverdi halsiz bedenim, çırılçıplak ve hala savunmasızdım. Ona karşı koymayı deneyebilir ve hatta büyük ihtimalle bunu başarabilirdim de, ama istemiyordum. Çoktan irademi ele geçirmişti. ” Bu gece uzun olacak anlaşılan, biraz dinlenmem gerekiyor ” Cevap vermedim, zaten cevap vermemi de emretmemişti. Eski ahşap bir koltuğu yanıma sürükledi ve ellerimi halkalarından koltuğun ayaklarına bağlayarak güzelce kuruldu. Ayaklarım hala sabitlenmiş durumdaydı ve ne yapacaksa yine fazla çırpınma şansım olmayacaktı. Güzel siyah deriden çizmelerini hala çıkarmamıştı. Bir elinde koli bandı ve diğerinde de buruşuk bir peçete ya da tuvalet kağıdı olduğuna dikkat ettim ( ki büyük bir ihtimalle bayıldığım sürelerden birinde tuvalete kısa bir ziyareti olmuştu ). Ağzımı açmamı emretti, sonuna kadar açtım. Ve bol bol kullandığı kağıdı gelişigüzel ağzımın içine tıkıştırdı. Çenem ayrılacak kadar çok kağıt vardı ağzımda ve çenemi kapattırarak ağzımı sıkıca bantladı. Böylelikle tad alma duyum yalnızca onun istediği seviyeye hizmet ediyor, sadece burnumdan nefes alabiliyordum. Bir Cafe Creme yaktı ve viski kadehini eline alarak TV izlemeye başladı. Bense ağzım bağlanmış biçimde ayaklarının dibinde öylece bitkin yatıyor ve neler olacağını merak ediyordum. Çizmeli ayakları ile yüzüme basmaya başladı. Gözümü çıkaracağından endişe ediyordum ama bana bakmamasına rağmen çok özen gösteriyordu ( yapacaklarını görebilmem için bir çift sağlam göze ihtiyacım vardı ). Zaman zaman burnuma iyice bastırıyor bu da nefes almamı çok zor hatta imkansız hale getiriyordu. Daha önce de breath play yapmıştık ama bu sefer play yoktu. Ciddi ciddi beni öldürmeyi kafaya koyduğunu düşünüyordum çünkü her seferinde neredeyse mosmor olana kadar nefes almama izin vermiyordu. Tabi bu arada elindeki sigarayla vücudum da desen çalışmayı yapmayı da ihmal etmiyordu, ama bu katlandıklarımın yanında çok hafif kalıyordu. Sanırım 2 saat kadar dinlendi ( tabi ben hiç dinlenememiştim ) Birden ayağa kalktı. Aynı şekilde kullandığını tahmin ettiğim başka bir parça tuvalet kağıdını burnumun üzerine denk gelecek şekilde bantladı. Koku alma duyum da onun arzu ettiği seviyede hizmet ediyordu artık. Ve bu sefer gözlerimi de bantladı. Kulaklarıma ise eski macun tıpaları takarak beni tam anlamıyla bir oyuncak haline getirdi. Tanrıçamın değerli bedensel atıklarının güzel kokusu ciğerlerime nüfus ederken ki başka seçeneğim yoktu endişeli bir bekleyişe daha girdim. Fakat hiçbir şey göremiyor, duyamıyor, dokunamıyor ve koku da alamıyordum. Bir anda karnıma oturdu, ani basınçtan bunu anlamıştım. Ve bir kez daha dimdik olmuş penisimi avuçlarına aldı. İşte şimdi çok korkuyordum. Tamamıyla çaresizdim ve kendimi savunma imkanım sıfıra inmişti. Yeni yaktığı sigarası ile penisimi ufak ufak yakmaya başladı, önce en dibini, sonra ortalarında gezindi. Kıvranıyor, inliyor ama bir tek kelime bile ses çıkaramıyordum. Sadece boğuk bir yalvarma, bıraktım direnmeyi sonrasında ve acıyı tamamıyla kabullendim. Bana bunu uygun görmüştü ve ben de kabullenmek zorundaydım. Penisimin ucunda nazik yanıklar yaratırken bunları düşünüyordum. Acıdan zonkluyordu, ama daha fazlasını istiyordum. Sonra gözlerimin bağını çözdü ve gülümseyerek gözlerimin içine baktı. Bir avucuyla burnumu tamamıyla kapatırken, diğer elindeki sigarayı daha önce sigarayla dokunmadığı testislerime götürdüğünü tahmin ediyordum. Fakat bakışlarını benden ayırmıyor, yüzümdeki dehşet ifadesiyle eğleniyor defalarca orgazm oluyordu. Gözlerimin içine baka baka bir güzel söndürdü sigarayı testislerimde ve yaşlar boşandı bir kere daha gözümden. O ise tepkisiz ve buyurgandı. Eğildi ve gözyaşlarımı topladı diliyle. Yine gülümsedi, Hiçbir şey duyamıyordum ama dudakları kıpırdıyordu ” yalvar köpek, ayaklarımın altında yalvar ” ve ben yine kendimden geçtim. Kaç saat sonra kendime geldiğimi bilmiyorum. ama size şunu söyleyeyim bir insan üzerinde ne kadar varyasyon denenebileceği tamamıyla hayal gücüne bağlı. kendimi kollarım ve ayaklarım arkamdan bitiştirilmiş vaziyette tavandan sarkar buldum. sadece o şekilde asılı durmanın bile ne kadar acı verdiğini tarif edemem. görüşümdeki bulanıklık açılmaya başladığında, tanrıçamı tam yüz hizamda ayağında postalları olduğu halde oturur ve gülümser buldum. ” Demek uyandın, tembel köpek” demesiyle postallı tekmesi yüzümde patladı. Yıldızları sayarken rastgele tavandan aşağı sallanıp duruyordum. “bak bakalım markasını okuyabilecekmisin ” tekrar tekmeledi yüzümü. 10-15 dakika boyunca oturduğu yerden kafamı tekmeleyip nasıl sallandığımı izleyerek eğlendi. takip eden dakikalarda zincirin bağlı olduğu elektrik motorlu palangadan yerden yüksekliğimi kontrol ederek beni biraz daha aşağı sarkıttı ve karnımı, hayalarımı, göğsümü tekmeleyip durdu. başım aşağı sarkmıştı artık ve kendimden geçmek üzereydim. çok canım yanıyordu ve o durmak bilmiyordu bir türlü. kahkahalar atıyordu. sonra kırbaçlamaya başladı 9 kuyruklu ile. öyle çaresizdim ki. her kırbaç darbesinde nefsim terbiye oluyordu resmen. kendimi tamamen onun adaletine bırakmıştım. derimi yüzecek gibi vuruyor ve gülüyordu. Sonrasında göğüs uçlarıma tekrar testere dişlileri, ve testislerime de küçük bir kelepçe bağlayarak yerdeki halkalara tutturdu. palanga sistemi ile beni tekrar yukarıya kaldırdı. göğüs uçlarım ve testislerim inanılmaz derecede gergin vaziyette duruyordu. sonra inanılmaz bir şey yaptı. ben o şekilde tavandan asılı durur ve kendi ağırlığıma bile dayanamazken sırtıma oturdu ve bacaklarını omuzlarımın iki yanından aşağı sarkıttı. kol ve bacaklarımın kırılacak gibi gerildiğini hissettim. işte şimdi benden bir salıncak yapmıştı. 1 saat kadar şarkılar söyleyerek sallandı ve göğüs uçlarım yırtılacak gibi olup her bağırdığımda saçlarıma asılarak canımı yaktı. Sonra beni yere indirmeye tenezzül etti. el ve ayaklarımı tavandaki zincirden kurtardı ve yine sırtımda toplayarak birbirine zincirledi. daha sonra ağır ağır yürüyerek koltuğuna oturdu ve beni yanına çağırdı. yanına gidebilmem için eni konu sürünmem gerekiyordu ve bu da sonsuza kadar sürdü diyebilirim. ” buraya gel küçük köpeğim. gel de seni güzel ayaklarımla ödüllendireyim ” ve saatlerce ayakkabıların içinde terlemiş kutsal ayakları ile ödüllendirdi beni. tabanlarını, parmak aralarını emdim ve öptüm.
Ayagina Kurban Olurum 2 Banyo
Ayağına Kurban Olurum 2 ( Banyo )Evettt nerde kalmıştık???Bu soruya cevap için önce 1. hikayeyi okuyun..Bu devamıdır.. Nihat`ın güzel kardeşini alıp banyoya götürdüm. Suyu açıp küvetin dolmasını onu soyarak başladım.. Ne olduğunu anlayamadan kadın olmuştu.. Bende ona edebiyat yapıyordum.. İşte hayat dediğin bu kadar kısa daha dün bebektin bugün kadın oldun gördünmü dedim. Bir çırpıda soyunduk.. Kız seni seviyorum diyordu ve gözlerimiz sevişiyordu.. Çırıl çıplak sarıldık ve öpüşmeye başladık.Ayakta tenlerimiz brbirine karışırken su doldu.Ayaktayken kanlı bacak arasını yıkadım.Sonra yatttım küvete üzerime yatmasını istedim.sırtı bana dönük kucağımda sohbet ettik. Aran acıdımı dedim. İlk girişte çok acıdı dedi.Üzülme geçer derken kaygan bedenini okşuyordum. elime şamğuan alıp saçlarını yıkadım..sonra bededni her taraf köpükten kayganlaştı..karşılıklı pozisyona geçtik. ayağını ağzıma alıp yalamaya başladım..yalarken başparmağının tırmağını dişliyordum hoşuna gidiyordu.. ayakları gıdıklanıyordu ve hoşlandıkça kıvranarak gülüyordu.. iki ayağını sıkıca kavrayıp kendime çektim. küvetin içinde kayarak kucağıma oturdu.Sikimi eliyle kenininkine ayarladı bak otur bakalım ne kadar rahat dedim. Taş gibiydi benimkisi. oturdu kaygan ortamda sarıldım iyice üzerimde zıplıyordu. Boynunu öpüp çenesini emdim.. O dakikalarda atmosferin havasına kapıldım.sevgi,ihtiras,güzellik,felsefe,edebiyat hepsi vardı o dakikalarda…Ağzından çıkan iniltilerle kaygan suyun şapırtılarına öyle dalmışım ki savunmasız, korunmasız içine boşaldım.. Eyvah,eyvahhhhhh diyerekten içimden kasıla kasıla daracık amına boşaldım. O da iniliyerek geldi üstüne..Nasıl olduysa doymamıştım.. Bir posta daha gitmek istedim.. Hemen banyo dolabında bir kondom kaptım dişimle açıp onun eline verdim. Çok şaşırdı..yine heyecanlandı.. Elleri titreyek sikime geçirdi.. Küvete uzandım sikim elime alldım.Ayağa kalk amını ağzıma getir dedim ayakta onu dillereken siki elimle yeniden sertleştirdim. bacaklarını okşayıp yaladıktan sonra ayağlayla sikime basmasını söyledim.. ne büyük hazdı… Sora küvette dört ayak yaptım.Arkadan amına verdim ve gene boşaldım.. Her yer kaygandı ve bembeyaz teninde ıslanmadık ve dudaklarıma değmedik yeri kalmadı.. Kız şehre geldi insanlığı gördü,giyimi gördü,lüxü gördü,ee benim sikimi gördü,adam olamasada kadın oldu…Şükür anne olmadı… sevgilerr…
Kökbu`nun Maceraları
Ben GÖKBU istanbul da oturuyorum ve 25 yaşındayım türkiyede 60 yakın şehir gezdim. YURTDIŞINDA ingilterede bir yıl ikamet ettim almanyada bir bucuk yıl FRANKURT inlingua sprachschlue ve volks hoch sehule de bir yıl kaldım yani hayatımı doya doya yaşadım HAYATIMDA 800 den fazla kızla çıktım birlikte olduğum kadınların hesabını bilmiyorum iş adamıyım kendime ait şirketlerim var gecen hafta işlerimden dolayı ankaraya gittim ankarada ataturk bulvarını cok sevdigim biryerdir kuğulu parkta oturuyordum arkadaşım beni aradı bu akşam cankayaya inelim dedi cankaya bizim beyoğlu gibidir saat sekizde kehri bodurum bara gelirim dedim bara gittigimde arkadaşlarım henüz gelmemişti barda 45 yaşlarında oldukca bakımlı güzel fizigi güzel giyinişiyle bir bayan oturuyordu yanına gittim barmene bir viski vermesini söyledim güzel bir dille bayana iyi akşamlar dedim ben gökbu bende zuhal memnun oldum dedim biraz konuştuktan sonra ne iş yaptıgını soırdum ben cebeci hastanesinde diş doktoruyum dedi sizne iş yapıyorsunuzdedi şirket yonetimindeyim dedim kadın buradan cıkıp biraz dolaşa bilirmiyiz dedi tabiki dedim arkadaşlarım henüz gelmediler onları aradım acil işim çıktı gelemiyorum dedim başka akşam buluşuruz dedim bayanla beraber bardan çıktık kadın nerede kaldığımı sordu stad hotelde kalıyorum dedim kadınla beraber gençlik parkına gittik biraz dolaştık saat 23 00 geliyordu kadın bugün ben de kalırmısın diye sordu tabi dedim ve evine gittik sabaha kadar beraber olduk saabah uyandığımda kadın bana kahve yapmıştı kadın işim var çıkacam dedi akşam yine gel bende kal seni unutamamdedi çıkar ken masanın üzerindeki senin dedi düş alıp çıkarken masanı üzerine baktığım da yediyüz milyon bara duruyordu al dım ve çıktım diğer macaralarımı o bir bölüm de anlatacam
Kafamı Toprağa Gömdü
Selamlar… Ben 20 yaşında bir üniversite öğrencisiyim. Ayak fetişzmi bende kendimi bildim bileli var. Küçüklüğümden beri hep kızların ayaklarından hoşlanır, hep o ayakların altında ezilmeyi hayal ederim. 15 Yaşındaydım. Annemler o sene izmirde bir yazlık almışlardı. Abim ve ben kısa zamanda sitede birçok arkadaş edinmiştik. Kalabalık bi grubumuz vardı. Ve tabii bomba gibi kızlar. kızların içinde benim samimi olduğum ve sık sık şakalaştığımız selen isminde bir kız vardı. Ona resmen aşık olmuştum. Özellikle de fiziğine. Doğal sarışın saçları, yeşil gözleri, düzgün vücudu ile 15 yaşında tam bir çıtırdı. Bütün erkekler ona hayrandı ama bizim samimiyetimiz daha fazlaydı. Akşamları sitedeki boş evlerden birinin bahcesine, balkonuna otururduk grupça. Oyunlar oynar, muabbetler ederdik. Bende sürekli selenin yakınlarında, onun ayaklarına mümkün olduğunca yakın otururdum. Muabbet aralarında yanlışlıkla yapıyormuş gibi ayakkabısına dokunurdum. Aksamları hep nike spor ayakkabılarını giyiyordu. Bigün yine boş bi evin bahçesinde oturuyorduk. Selen kapının önündeki basamağa oturmuş, bende hemen ayaklarının önünde yerde çimlerde oturuyordum. Selenle muabbet ederken birden şakalaşmaya başladık. Bende ona sarışınların hep aptal olduğunu söyleyip onu kızdırıyordum. Oda kızınca bacağıma şakadan tekme atıyordu. Tekme atması hoşuma gittiğinden ben dahada çok kızdırmaya başladım. O da artık ayağını kaldırıp ayakkabısının altıyla baldırlarıma tekme atıyordu. Amacı pantolonumu kirletip beni kızdırmaktı. Nerden bilsin benim ayak fetişisti olduğumu. O vurdukça ben gülüyordum. En sonunda ee yeter ama artık dedi ve ayağa kalktı. Bende ayağa kalktım ve şakadan itişmeye başladık. Bende tabi gücümle her itişmeden sonra onu etkisiz hale getiriyordum oda sinirden çıldırıyordu. Bu arada bütün millette bizi seyrediyordu. Ben en sonunda dedim ki: “ya sen kolay lokmasın bana tat vermiyorsun. Ben yatıp yıldızları seyretcem”. Sonra yere çimlere uzandım. Bütün amacım onun bu sinirinden yararlanıp beni ezmesine çalışıyordum. Ben sırtüstü yatarken oda etrafımda dolanıyor arada birde üzerimden atlıyordu. Selen: “hadi kalksana korkak!!” dedi. Bende ona “seni yattığım yerden bile döverim ben” dedim. Selen: “bak çocuk ezerim seni” dedi. Bende :”bok ezersin” dedim. Ayakkabısını karnımın üstüne koydu. Benimki 2 saniyede dimdik oldu tabi. Selen: “efendim duyamadım ezemezmiydim?” dedi. Bende “aman aman çok canım yandı” dedim. Ben öyle deyince ayağını yavaş yavaş bastırmaya başladı. Bi yandanda yüzünde şeytani bir gülümseme vardı. “Bütün ağırlığın bu mu?” dedim. Halıbuki karnım acımaya başlamıştı. Ama aldığım zevk öyle büyüktü ki acıyı düşünmüyordum bile. “Görürsün sen” dedi. Ve aniden iki ayağıyla birden karnıma çıktı. Ve öle durmaya başladı. Ben yediklerim ağzıma gelmişti ama bi yandanda onu daha çok sinirlendirmek için gülüyordum. Herkes bizi izliyordu ve gülüyorlardı. Selen millete bağırdı: “bakın şu zavallıyı nasılda ayağımın altına aldım hahah” dedi. Herkes gülmeye başladı. Herkes öle gülünce birden utandım. Millet fetişist olduğumu anlıcak diye ödüm koptu. Ben hemen “hadi selen tamam in artık” dedim. Selen indi ve: “ne o beyefendi sinirleniyo mu?” dedi. “Seni böcek gibi ezeyimde gör gününü”. Birden ayağını kaldırdı tamam suratıma basacakken ellerimle ayakkabısının altından tuttum. aslında ezmesini çok istiyordum. Benim için bulunmaz fırsattı bu ama milletin diline düşmekten korktuğum için tuttum. O ayağını iyice bastırıyordu. Bütün kuvvetimle ayakkabısının altından ittiriyordum. Sonra o kazanmaya başladı. Ayağı yüzüme o kadar yaklaşmıştı ki artık ayakkabısının plastik kokusunu duyuyordum. Tek görebildiğim ayakkabısının altındaki nike işaretiydi. Sonra nihayet geri çekildi ve ayağa kalktım. Tamam bu kadar yeter dedik ve oturduk. Ertesi gün denizde ben yine selen karşısında ayaklarının yanında oturuyordum. Hep o şekilde oturmamdan tahmin ediyor olmalıydı ayaklarına olan ilgimi. Denizde çıplak ayağına dokunabilmek için boyuna yanlışlıkla elimi ayağına çarptırıyordum. Sonra “ayaklarımı sana uzatabilirmiyim bu taşlar çok rahatsız” dedi. Bende hemen olur dedim. Bağdaş kurdum. Oda ayaklarını bacaklarımın üzerine uzattı. Ayaklarını üstüste koymuş güneşleniyordu. Yumuşacık, pürüzsüz tabanları karnıma değiyordu. Benimkinin kalkmasına engel olamadım. Birden panik oldum çünkü kalkmış sikim ayaklarına değiyordu. Kesin anladı rezil oldum dedim. Nerdeyse boşalacaktım. “Ayaklarım güzel mi?” diye sordu…Derken doğruldu ve ayaklarını geri çekti. Yere basıyordu ama her iki ayağınında parmaklarını kaldırmış yumusak yumusak, okşar gibi bacaklarımı ittiriyordu. Birden “ayaklarım güzel mi?” diye sordu. Ben kızardım. Ama cesur davranmak gerek diye düşündüm. Evet dedim çok güzeller. Ama dedim “akşamları hep spor ayakkabı giyiyorsun. Gizliyosun onları” dedim. Gülümsedi “tamam burda yeni aldığım açık ayakkabılarım var onları giyeyim bu aksam” dedi. Akşam olduğunda beni çağırmaya selen gelmişti. Evden çıktım naber derken ayağındaki o müthiş ayakkabıları farkettim. Şeffaf ayağı bütünüyle gösteren, üzerinde parıltılar oluşturan simlerle dolu önü açık bir ayakkabıydı. Ayakları zaten o kadar güzel ki resmen ağzımın suyu aktı. “Nasıl ayakkabılarım” dedi. Kendi etrafında bir kez döndü. “Çok güzeller” dedim. Sonra yürüdük millet yine bi evde oturuyordu. Bizde yanlarında bi yere oturduk. Selen yine basamağa oturdu bende önüne yere oturdum. Muabbet ediyorduk ama ben gözlerimi ayaklarından alamıyordum. Farketti ve dedi ki:”ayaklarımı istersen vereyim evine götür” dedi. Yine utandım. “Ya ben ayakkabına bakıyorum çok güzelmiş nerden aldın?” dedim. Selen güldü: “üstelik parfümlü bu ayakkabı koklucan mı” dedi. Bende “hadi canım parfümlü ayakkabımı olur?” dedim. “Aaa inanmıyo. Al kok” dedi ve birden ayağını kaldırıp burnuma götürdü. Hemen koklamaya başladım. Hayatımda hiç o kadar derin nefes aldım mı bilmiyorum. Ayakkabısı gercekten her ne boksa anlamadım mis gibi parfüm kokuyordu. Koklarken ayakkabısı şeffaf olduğu için ayağının altını seyrediyor, parmaklarının altını izliyordum. “Gercekten güzel kokuyormuş” dedim. Sonra yine konuşmaya devam ettik. Onu yine kızdırcak laflar etmeye başladım. Bu kez tekme atmıyordu. O ayaklara dokunamamak beni çıldırtıyordu. “Bak dün akşam yarım kalan işimi bitirmemi istiyosun galiba?” dedi. Bende: “allah allah sarışınların dün ne yaptıklarını hatırlıcak kadar beyni var mıydı?” dedim. Ayağa kalktı: “ne dedin sen?” dedi. Ve ben oturur pozisyondayken ayağıyla göğsümden ittirdi. Ben sırtüstü düştüm. Bilerek doğrulmadım o muhteşem görünen ayaklarıyla ben ezmesini istiyorudum. O kadar istiyordum ki millet ne düşünür umrumda değildi. Yerden ona laflar söylüyor o da yavaşça vücudumun yanına tekmeler savuruyordu. Sonra bi ara selen bende uzaklaştı. Gitti orda çocuklara bişeyler söylüyordu. O sırada başka yerden alper diye bi arkım yanıma geldi. “Naber nası gidiyo?yatmışın çimler oohh” dedi. Bende “valla keyfim keyif” derken alper`in karşısına baktığını ve suratında aniden beliren şaşkınlığı gördüm. Kafamı öbür tarafa çevirdiğimde tek görebildiğim selen yüzüme doğru inen çıplak ayağıydı. Sonra birden karanlık oldu. Kahkahalar içinde selen “İşte seni eziyorum böcek” dedi. Yüzümün tam ortasına basıyordu. Burnum ha kırıldı ha kırılacaktı. Ağzım yarı açık kalmıştı o yüzden topuğu yarı yarıya ağzıma girmişti. Yapabildiğim tekşey onun ayağına değmiş tuzlu tükürüklerimi yutmaktı. Bişey göremiyordum. Karanlıktı. Sadece selen!in kahkahlarını duyuyordum. Bu kez direnmemiştim. Bi ara çok rezil oldum diye direneyim dedim. Gözlerim görmediği için ellerimle ayağını tutmaya çalışıyor adeta ayağının altında çırpınıyor can çekişiyordum. Diğer kız arkadaşlarınıda önceden ayarlamış onlarda ellerimi tutuyorlardı. Artık sadece bacaklarımı oynatabiliyordum. Oda rahat rahat beni eziyordu. Belki 3-4 dakika sürmüştür beni o şekilde ezişi. Sonra ayağını yan çevirip kafamı çevirdi. Yanağım toprağa değiyordu. Bu sefer burnuma basmadığı için çok kuvvetli eziyordu. Ayakkabısını çıkardığı için ayağının altı terliydi ve yanağımda teri hissediyordum. Kokusunu kokluyordum. Ayağıyla bastırırken parmaklarını eğmiş onlarını yüzüme değdiyordu. Bi an o kadar şiddetli bastırdı ben artık bağırmaya çalışıyordum canım yanıyordu. Toprak zaten ıslak olduğu için yumuşaktı. Yüzümün yarısı toprağa gömüldü. Onu görünce selen çekildi. Diğer kızlarda ellerimi bıraktılar. Ve kahkahalar içinde kaçmaya başladılar. Ben zar zor ayağa kalktım. Yüzüm kıpkırmızı olmuştu. Ve aynı zamanda toprak. Mutluluktan uçuyordum ama kızları sanki çok kızmısım gibi kovalıyordum. Bu hikaye yüzde yüz gerçektir. Hiçbir abartı sunmadan olduğu gibi anlatmaya çalıştım. Bunun dışında başka anılarımıda ilerleyen günlerde anlatıcam. Ama bayanlardan veya öteki arkadaşlardan mail bekliyorum. Özellikle ayaklarına tapmamı, faztazilerimi gerçekleştirmemi sağlıyacak bayanlardan mail bekliyorum… Gönderen: Realslave
Onun Köpeği Oldum
mrb ben 21 yaşında bir bayanım hemen konuya girmek istiyorum bundan1sene önce bir cafede sadece arkadaşım olan tarık`ı bekliyordum geldiğndeyanında bir arkadaşı daha vardı. ismi taylan olan bu kişi ile çok koyu birmuhabbete dalmıştık, bu tanışma faslından sonra çıkma teklifi yaptı bende kabulettim, 2 gün sonra akşam 6 sıralarında buluştuk bana sana evde bi süprizhazırladım dedi bende çok heyecanlandım hemen evlerine gittik otur dedi ve içerigitti, geldiğinde elinde bir bez parçası vardı ve dediki; şimdi gözlerinibağlıycam ve süprizimi göstericem ben de tamam dedim ve gözlerimi bağladı ayağakaldırıp bi odaya soktu ve hızlıca ellerimi arkadan kelepçeleyip ağzıma ağızlıktaktı sonrada boynuma tasma takıp gözlerimi açtı çok şaşırmıştım bana sen artıkbenim köpeğimsin dedi ve bir tokat attı çok canım yanmıştı beni yüzüstü yatağayatırdı ve götümden sikmeye başladı çok canım yanıyodu ama hiçbirşeyyapamıyordum beni defalarca sikti saat gece10 olmuştu eve gitmem gerektiğinisöyledim telefonu getirdi evini ara ve bu akşam arkadaşında kalıcağını söylededi yoksa elindeki kalın sopayı götüme sokucağını söyledi ben bu arada yerdedizlerimin üstünde bir köpek gibi duruyodum ve tasmamın kayışınıda o tutuyodukorkudan tamam dedim ve evi aradım bütün gece bana ne kadar ayakkabı varsayalattı sonra falakaya yatırıp ayaklarım kızarıncaya kadar vurdu yarrağınıağzıma sokup işşedi hepsini yuttum ve bütün bunları kameraya aldı şimdi ne zamanisterse gidiyorum
Sınırsızım 1
39 yaşında yaşını göstermeyen biriyim. Evliyim ama eşim tutucu olduğundan fantezilerimi nette bulacağım insanlarla yaşamaya karar verdim.evliler kanalında bir gün bir çiftle tanıştım.tanışıp resimleşmeden sonra marjinal olduğumu sekste sınırsız olduğumu söyledim onlarda kendilerinin de her şeye açık olduğunu söylediler.yaşamak istediğim 2 fantezim olduğunu yapıp yapmayacaklarını sordum.Leyla sen istedikten sonra her şeyi yaparız dedi.İlk fantezim beni belden bağlamalı ile sikmesini ikincisi ise ağzıma işemesini söyledim anlaştıktan sonra evlerine davet ettiler gittim.(farklı şehirlerde olmamıza rağmen).yeme içme faslından sonra gecenin ilerleyen saatine kadar sohbet ettik.Leyla yatak odasına gidip çırılçıplak yatağa girdi.hadi dedi kocası metin ben 3 duble viskinin ardından sallanarak yöneldim odaya arkamdan metin tabii.3 müz girdik yatağa leyleyı sevmeye başladık.hazırmısın dedi leyle evet dedim.kocası belden bağlamalıyı taktı prezervatif geçirip iyice kremledi. Yalnız devasa olan dildo çok kalındı.ucu yavaşça içime girmeye başlarken birden kökler köklemez Leyla içimin yırtıldığını sandım.arkasına metin geçip oda leylaya girdi ben acı ile karışık zevk alıyordum.sonra tamamen zevke dönüştü.metin boşalacağı zaman leylenın içinden çıkıp ağzıma boşalttı spermlerini.metinle birlikte leyleya aynı anda girecektik ama benimki sertleşmedi.banyoya girdik Leyla ile.birlikte duş alırken içmek istediğimi söyledim leylaya ağzıma işemesini istediğimi biliyordu.Yere oturdum başımı geriye attım geldi bacaklarını açarak ağzıma oturdu biraz yaladıktan sonra leyle iyice gevşedi birkaç damla gelince ağzımı dayadım ve tazyikle ağzıma işemeye başladı.aman tanrım müthiş bir taddı. Dışarı akıtmadan hepsini bir güzel içtim.Leyla beni boşaltmak için 2 parmağını götüme soktu hızlı gitgellerle boşalttı beni.Duşumuzu alıp metinin yanına döndük. Bu kez Leyla ile birlikte metini yalamaya başladık Leyla yüzü bana dönük metini önden içine alıp bacaklarını ayırdı bende ikisini birden yalamaya başladım Leyla zevkin doruklarındayken metin boşaldı içine leylanın sıvıları ile birlikte metinin spermlerini de yaladım ve 3 müz birlikte sızdık yorgunluktan.sabah tekrar duş aldım kahvaltıdan sonra ayrıldım.bu benim ilk denememdi.ama arkamdaki sızı ve kanama 1 hafta devam etti.ama yinede her şeye değerdi. Şimdi yine yeni dostlar arıyorum.ciddi olan evli çiftler yazın bana sınırsız seksin doruklarına birlikte erişelim tabii biz marjinaliz diyorsanız ve marjinal bir partner arıyorsanız…görüşmek dileğiyle maillerinizi bekliyorum.
Lisa
Ben 24 yaşında istanbulda yaşayan bir gencim… Kendimi bildim bileli bayanların ayaklarına duyduğum ilgi diğer uzuvlarından daha fazladır. İstem dışı olarak etrafımdaki bayanların o güzel ayaklarına bakıyorum ve bazen kendimi onları hayal ederek tatmin ediyorum.. E tabi insan ayaklara odaklanınca hele birde türkiyedeyse kesinlikle sapık olarak adlandırılıyor . Fakat benim gibilerin değerini bilen bayanlarda var tabii. Komşumuz madam liza gibi… Kendisi israilden Türkiyeye eşinin işi geregı gelmiş ancak eşi vefat edince bu Türkiye aşığı bayan burada kalmaya karar vermiş. Bu uzunca bahsettıgım bayanın en önemli özelliği ayaklarına ve ona gösterilen ilgiye düşkün olması.. Bunu belli etmekte çok başarılı. Yaşı 50 nin üzerindeki bu tatlı bayanın bana yaşattığı harika deneyimi sizinle paylaşmak istedim. Üst katımıza taşındıktan bir gün sonra benden televizyonunu ayarlamamı zira kendisinin bu konuda başarısız olduğundan bahsettiğinde benim ilk dikkatimi çeken siyah çorapları ve şık terliklerinin ucundan görünen kırmızı ojeli narin ayak parmaklarıydı. Çok bakımlı ve güzel görünüyorlardı. Evine çıkmak ıcın merdivenlere yöneldik. Ben arkasından yürüyordum topukları ve bileklerini seyrederek yukarı çıktım. Eve girip TV ayarı olayına girdikten bir iki dakika sonra bana kahve içermısın diye sordu.. Ben onun yanında bir dakika fazladan kalmak ıcın zehir bile içmeye razıydım…Kahvelerimizi yudumlarken bana buralarda kimseyi tanımadığını ve ilk arkadaşının ben olduğunu söylerken sanırım zaten onun güzel ayaklarına ve incecik çorabının sardığı bacaklarına kedinin ciğere baktığı gibi baktığımı fark etmişti… Kız arkadaşım olup olmadığını sordu, ben hayır deyince bunun imkansız olduğunu söyledi senin gibi genç ve tatlı bir gencin mutlaka bir kız arkadaşı olmalı… Yoksa senin bazı ihtiyaçların yokmu dedi ve gülmeye başladı.. Bu sırada bacak bacak üstüne atmıştı ve tavırları kesinlikle çok davetkardı. Bunu belli etmek için elinden geleni yapıyordu ve ayaklarına baktığımı çoktan fark etmişti. Ne oldu neden yüzüme bakmıyorsun? diye sordu birden. Daha ben cevap veremeden ayaklarıma bakmaktan yüzüme bakmıyorsun dedi ve kahkahayı patlattı.. Çok utanmıştım ama heyecanım utancımdan daha fazlaydı. Sanırım fetişimi anlamış olması ve tepki göstermemesi beni biraz daha cesaretlendirmişti. Ayaklarının çok güzel olduğundan ve ilk gördüğümden beri gözlerimi alamadığımdan, ayakların benim için takıntı olduğundan bahsettim. Benimde takıntım ayak sever erkeklerdir dedi.. Adeta rüya gibiydi hayatım boyunca hıc bu adar tahrik olmamıştım. Ayaklarına kapanıp onları öpmek yalamak emmek istiyordum. Seninle iyi anlaşacağız dedi bozuk aksanlı turkcesıyle. Ben lafı daha fazla uzatmaya niyetli değildim ve yerimden kalkıp önünde diz çoktum bacak bacak üstüne atmış adeta beni bekliyordu. Önce ayak bileklerine dokundum ve terliğini çıkararak ayağının üzerinde küçük buseler kondurmaya başladım. Çok güzel kokuyorlardı ve ince çorabın dokusu teninin sıcaklığıyla dayanılmaz bı hal alıyordu. O ise arkasına yaslanmış yüzünde bir tebessümle beni seyrediyordu. Parmaklarını yalamaya başlamıştım o sırada ellerimle topuklarına ve tabanlarına masaj yapıyordum. Nefes nefese kalmıştım kalbim sanki yerinden çıkacaktı.. Bunu fark eden liza bana bu ilk galiba dedi. Ayaklarla ilk dedim o yine güldü ve devam etmemi, söz dinlersem bana daha güzel şeyler yaşatacağını söyledi.Bacaklarından yukarı yöneldim ve çorabını dişlerimle yakalayıp aşağı doğru çekmeye başladım. Çorabını dişlerimle aşağıya doğru cektıkce oda bana yardım ediyor bir yandan da saçlarımı okşuyordu. Siyah çorabın altından bembeyaz bacakları ve ayakları çıktığında bende artık dilimi kullanmaya ve onu inletmeye başlamıştım. Pantolonum artık dar geliyordu ama onunu açmaya yeltendıgımde sana bunu yapmanı söylemedim diyerek çıkıştı. Onu kızdırmaya niyetim yoktu ayaklarını birleştirip dilimi deliler gibi üzerinde dolaştırıyor, öpüyor ve okşuyordum ter içindeydim ve organım kot pantolonun üstünden iyice ortaya çıkmıştı. Sol ayağını elimden kurtarıp anı bir hareketle tam aletimin üzerine bastırmaya başladı. Sıcaklığını hissetmek bile artık kendimi tutmakta zorlanmama neden oluyordu. Ayağıyla dairesel hareketler yapıyordu. Artık dayanacak gücüm kalmamıştı ki fermuarını aç komutu geldi yukarıdan. Ben bir yandan bir elimle tuttuğum ayağını yalıyor, diğer diğer yandanda fermuarımı acıyordum. aletim özgürlüğüne kavuşur kavuşmaz mükafatı lizanın tabanlarından geldi:) yaşına rağmen yumuşacık tabanları vardı. Tabii dakikalardır yalamamında etkisi vardı sanırım. O tabanıyla bana bastırdıkça bende onun tabanına doğru abanıyordum. Arada iyice ezilen aletime tırnaklarını batırmaya başlamıştı. Eteğini sıyırıp kendini uyarmaya başlamıştı. Ben ise bütün parmaklarını tek tek emiyor dilimi tabanında adeta dans ettiriyordum. Gıdıklandıkça ayağını geri cekıp tekrar tokat atar gibi yüzüme dayıyordu. Gittikçe havaya giriyor, havaya gırdıkce sertleşiyordu. Ben daha fazla dayanamadım ve parmaklarının arasından boşalmaya başladım. Nefes nefeseydım ve inliyordum. Kendimi bayağı tutmuştum, bu yüzden oldukça güçlü bir fışkırma olmuştu. Bileğine kadar sperm bulaşan ayağını bir sure daha aletimden ayırmadı ve bu sefer spermlerime bulanmış ayağını ağzıma dayadı. Normalde kendi spermimi asla tatmayı düşünmemiştim ama o an pencereden atla dese atlayacak durumdaydım.. Yüzüm gözüm tükürük ter ve sperm olmuştu. Ayaklarıyla iyice bulaştırdı yüzüme. Ayaklarını yalayarak iyice temizlemiştim. İşim bittiğinde ojelerinin büyük bir bölümünü galiba yutmuş olduğumu fark ettim. Ayakları eme eme pembeleşmişti ve çok güzel görünüyordu ıslaktı parlıyordu ve yumuşacıktı. Ben devam etmek istiyordum ama o şimdilik bana avans verdiğini, daha ilginç tecrübelerinden faydalanmamı sağlayacağını söyleyip toparlanmamı istedi. Kendiside ter içindeydi eteği sıyrılmış ve darmadağın bir halde bana gülümsüyordu. Artık her yerde kadın ayaklarına bakan onları hayal eden onarı arzulayan bir adam olmuştum.. Ve benimde bir prensesim vardı artık..
Şans Ancak Bu Kadar Olur
28 yaşında kariyer sahibi 1.79 boyunda 73 kiloda İstanbul`da yaşayan birisiyim.İşim gereği haftanın 3 günü hemen hemen gün boyu dışarıdayım ve genelliklede ulaşım yaparken toplu taşıma araçlarını kullanıyorum.Yine dışarı çıktığım bir günde Maslak`a gitmek için metro yerine Taksim`den otobüse binmeyi tercih ettim vaktim vardı ve erken gitmek istemiyordum.Otobüse bindikten sonra arkalara doğru ilerlerken bir tane koridor tarafındaki bir koltuğa oturdum ve hemen yan tarafımın koridor tarafına esmer 1.70 boylarında 50-52 kilo civarlarında oldukça güzel bir bayan oturdu.Gerçekten çok alımlı ve çok güzeldi..Genellikle erkekler böyle bir durumda bir iç çekerler bende derinden bir iç çekmiştim açıkçası.Üzerinde kolsuz bir body altında kot pantalon ve açık sandalet tipi bir ayakkabı giymişti.Ayak parmaklarını french şeklinde oje ile boyamıştı ve o parmakları görünce gözlerimi alamaz duruma gelmiştim.Parmağında alyans vardı evliydi bende evliyim.Otobüs hareket etti ve benim gözüm sürekli aşağıda ayaklarına bakıyorum çantamdan birşey alıyormuş gibi yapıyorum zaman zaman gözlerime bir kaçmış gibi ovuşturuyorum yeterki ayaklarına baktığımı anlamasın diye.Bir an başımı kaldırdığımda göz göze gelir gibi olduk hiç bir şey olmamışcasına önüme bakmaya devam ettim.Ayağını koridora hafifçe ilerletti bakmıyordum ama aklım orada olduğundan hissediyordum.Gözlerimi yine ayaklarına doğru çevirdim ve bakmaya devam ettim sağolsun bana yardımcı olmuştu ve kesin kararlıydım bir daha kafamı çevirmeyecektim.Yaklaşık 10 dakika Osmanbey trafiğinde kaldıktan sonra otobüs ilerlemeye başladı yeniden ve açıkçası ilk kez bu otobüs yolculuğu hiç bitsin istemiyordum.Sonra yanımdaki oturan kişi Şişli`de inmek için yerinden kalktı onun oturduğu yere güneş vurduğundan ben o tarafa geçebilirmiyim dedi bende tabii dedi bende tabiki dedim.Ama ayaklarını göremeyecektim bu gerçekten çok kötü olmuştu şimdi ne yapıcam derken otobüsün hareket etmesiyle bacaklarımız bir birine değmeye başladı hiç çekmedim bacağımı oda çekmedi.Bİrden bacağıma bir şeyin değdiğini hissettim ne var diye bakacakken boşver bakma bakalım ne olacak dedim tahmin ediyordum onun ayağı olduğunu.Evet ve gerçekti ayağı ile pantolum içerisine girip ayağını değdiriyordu sonrada :” Ne kadar sıkıcı ve sıcak bir hava değilmi otobüslerde hiç çekilmiyor bu havada dedi ” ve güldü.”Evet inanın tam bir eziyet benim içinde dedim”Sonra muhabbet başladı nereye gittiğimi ne iş yaptığımızdan felan konuştuk sonrada benim sorularım başladı.Maslağa yeni kiraladıkları ofis için gidiyormuş içinde bazı değişiklikler yapmak istediğinden bahsetti yardımcı olabilirsiniz sizde belki bana karar vermemde dedi.Bende tabiki gerçi randevum vardı ama ben onu başka bir tarihe erteleyeyim dedim.Otobüsten indik ve birlikte yürümeye başladık yolda bana ayaklarım güzel ve seninde hoşuna gitti değilmi dedi.Cidden muhteşem ayaklarınız var be ben bir ayak fetişistiyim dedim.Anladım canım dedi bu belli oluyor zaten dedi.Bİr plazaya girdik ( ismini vermicem ) bu arada ayak üstü tanıştık benim ismim Bora ve onunkide aslı idi.Kiraladıkları ofise girdiğimizde ben ne istersem yapacaksın dedi ses tonu değişmişti ve şimdi diz çök ve ayaklarımı yalamaya başla dedi .Çökmüştüm deliler gibi yalıyordum biraz terlemişti parmakları ama tadı o kadar güzeldiki delicesine yalamaya devam ediyordum evet sen bana iyi bir köle olacaksın dedi.Deri kanepeye oturdu ve ayakkabılarını çıkarmamı istedi çıkardım .Ayaklarını yüzüme bastırdı hadi devam et dedi çıldırt beni dedi .Parmaklarını birer birer emmeye başladım bir ayağı ile kulak mememi okşuyordu diğeri ise ağzımdaydı .Sonra yüzüme bastırmaya başladı ayaklarının altını yalıyordum bileklerine kadar yalamaya devam ettim.Yaklaşık 20 dakika yaladım ayaklarını ve eliyle pantolununun kemeri açmış düğmelerini aralamıştı kotunun eli kilodunun içindeydi inliyordu bir yandan.Hadi çıkar dedi bunu ve çıkardım kotunu şimdi tekrar devam et yavaş yavaş yukarıya ve aşağıya in dedi beni boşalt dedi.Dediklerini bir bir uyguluyordum ve aşağı yukarı diz kapakları tekrardan parmak uçları yavaş yavaş yalıyordum .Parmak uçlarına dğru yeniden eğildim ve yalamaya başladım birer birer çekmeye başladım ellerimle bacaklarını okşuyordum ve inlemeri artıyordu . Kİlodunun içinden parmağını içine doğru soktuğunu görüyordum ve evet evet diye bağırarak boşaldı .Yaklaşık 10 saniye kasılmaları devam etti ve ben kendimi hiç bozmadan devam ediyordum.Daha fazlasını istermisin dedi evet dedim hadi gel şimdi yukarı dedi ıslağım dedi tat beni dedi.dilim klitoristinin üzerinde vals yapıyordu artık o kadar güzel kokuyorduki anlatamam size hiç çekmedim giderek dahada sert darbeler vurmaya başladım ve yeniden sıvı geliyordu yalıyordum bir damlası bile boşa gitsin istemiyordum.Üzerindeki bodysini çıkardı ve sütyenini çıkardı çırıl çıplaktı şimdi bense bir tek ceketim üzerimden çıkmıştı.Ayağa kalktı kravatımı gömleğimi pantolonumu çıkardı .Ve dizlerinin üzerine çöktü boxerımın üzerinden avuçlamaya başladı hepsi elindeydi artık iyice sıkıyordu ve canın yanıyormu diyordu .Evet dedikçe daha çok sıkıyordu ve elini içine soktu boxerımı indirdi ağzına almıştı diliyle üzerinde kıvrımlar yapıyordu ve daha hızlı yalamaya başlamıştı çıldırmak üzeredeydim neredeyse boşalıcam ve elleriyle testislerimi sıkarken sikim ağzında geliyorum dedim hadi gel hadi gel dedi .Tüm minelerim ağzına dolmuştu ve hepsini yutmaya başladı beni gerçekten çılgına çevirmişti ve duvara doğru ilerledi hadi gel dedi bana gittim.Ve çılgınca öpüşmeye başladık bedenlerimiz birdi bacağını kollarımla kaldırttı hadi şimdi istiyorum seni dedi .Ve kucağımda gibi duvardanda destek alarak içine doğru soktum amını yanıyorduk ikimizde evet diye bağırmaya başladı oda inliyordu gerçekten yavaş dedim duyacaklar hayır duymazlar duvarlar ses yalıtımlı dedi .Ben alttan ittirdikçe oda inip kalkıyordu dayanacak halim kalmamıştı ağırlığı giderek artıyordu ve yere doğru indirmeye başladım bu arada sikim amından çıkmıştı ben yere yattım ve üzerime oturdu.Gerçekten ikimizde deli gibi olmuştuk her yerimiz dağılmış bir durumdaydı .Ve sikimin üzerine oturdu hızlanarak devam ediyordu sikimin üzerinde oynamaya ve kasılmalara başladı ben de dayanamıyordum ama kendimi cimcikledim biraz daha dayanayım diye .O boşaldıktan sonra kendimi kasmadım ve bende boşalıyorum dedim üzerimden kalktı ve ağzına aldı yine ağzına boşalmıştım.Yer de yatmaya başladık sigara içiyoruz ayakları ile sikimle oynuyordu ayaklarını tüm vucudumda gezdirmeye başladı yine yüzümdeydi ayakları yalıyordum emiyordum .Müthişte herşey ben kesin rüya görüyorum diyordum .SOnra ayağa kalktı ve götümü sikmeni istiyorum dedi tükürükledim ve götüne dayadım sikimi .Dardı ama iteliyordum bağıyordu ve zorlanarakda olsa içine girmiştim ileri geri gidip gelmeye başlamıştım elimle amıyla oynuyordum ve içine soktum iki parmağımı iki deliğide dolmuştu ve diper elimle kalçalarını tokatlıyordum .Hadi içime boşal dedi ve gidip gelmeler devam ederken boşalmaya başladım ben boşalırken oda boşalmaya başladı ..Ve yere yuvarlandık dermanımız kalmamıştı saate baktığımda saat 4 olmuştu.Geç kalmıştık her ikimizde .Bana dönüp gitmem lazım dedi herşey için teşekkürler dedi ama bu ilkti ve birdaha olmayacak dedi bende teşekkür ettim ve aslı sadece şimdi rüyalarımı süslüyor.Herkese bir aslı diliyorum bol şanslar.Msn de görüşmek ü[email protected] ayakdelisiGönderen: ayakdelisi
Köle Oldum
Selam herkese, ben izmirde bir finans kurulusunda calısan evli bir erkegim. 1, 75 Boyunda yapılı ve kumralım, su ana kadar kadınların ilgisizliginden yana bir sikayetim olmadı cok sukur. Ama hicbiri beni diledigim gibi tatmin edemedi malesef. Cunku kendimi bildim bileli ayak fetisistiyim ve simdiye kadar karsıma `ben ayaklarımın yalanmasına bayılırım, em su ayak parmaklarımı` diyen olmadı malesef:( ta ki onuru tanıyıncaya kadar. Bir gun ogle arasında alsancak kordonda kahve icerken tanıstık onunla. Yan masada oturmus arkadaslarıyla sohbet ediyordu. Esmer, 1, 70 boylarında, enfes vucutlu bir hatundu. Uzerinde beyaz bir gomlek, altında mini ve icindeki muhtesem ayaklarını sergileyen acık ayakkabılar giymisti. Ben gozlerimi bacaklarından ve ayaklarından alamıyordum ve sonunda ona yakalandım. Göz göze geldik ve o hic beklemedigim sekilde tatlı tatlı gulumsedi. Az sonra hesabı oderken masasına utana sıkıla kartımı bıraktım. Evlendıgımden berı böyle birsey yapmamıstım ama aldatmak fikri hosuma gitmese de artık fantazilerimi yasamak istiyordum ve bu, karımla mumkun degıldı malesef. Ertesi gun erken saatlerde beni aradı ve tanısmak ıstedıgını soyledı ve benı aynı cafede bekleyecegını soyledı, bundan sonraki gunlerde onunla bırkac kez bulustuk ve birlikte guzel vakit gecirdik, havadan sudan sozedıyor kendımızden hıc bahsetmiyorduk. Yine bir gun benimle bulusmak istedigini soyleyince ben evlı oldugumu, dısarda bulusmamızın benim acımdan tehlikeli olmaya basladıgını, ancak musaıt olursa evınde görusebilecegimizi soyleyince, dul oldugunu, yalnız yasadıgını bunun sorun olmayacagını söyledi ve telefonu kaparken `ancak bir sartla gelebilirsin, arada bir ayaklarımdan basını kaldırıp yuzume de bakarsan!` diye ekledi. Ben kıpkırmızı olmustum. Neyse aksamı zor ettım ve esıme bır toplantım oldugunu, gecikecegimi söyleyip evinin yolunu tuttum. İşkence olsun diye çizme giydim…Kapıyı actıgında karsımda muhtesem bir guzellik duruyordu, ustunde siyah, icindeki dantelli sutyenini gosteren seffaf bir bluz ve mini etek, altındaysa siyah naylon corapları ve dizine kadar gelen siyah cizmeleriyle buyuleyiciydi. Beni salona aldı ve ayagıma sana iskence olsun diye cizme giydim diyerek gulumsedi. Gercekten de o guzel ayaklarını gorememek bana iskenceydi. Birer kadeh sarap ikramından sonra bana eczacı oldugunu, kocasından gecimsizligi yuzunden ayrıldıgını, ama yalnızlıgın zor oldugunu ve benım gibi bir fetisist olan kocasının dokunuslarını bazen cok ozledıgını anlatırken ben bir elimle saclarını, digeriyle de bacagını oksamaya baslamıstım bile… Dudaklarına kucuk bir opucuk kondurdum ve uzerınde oturdugumuz kanepeden dogrulup onunde diz coktum, tam cızmelerinin fermuarını indirmeye baslamıstım ki eliyle ellerimi tuttu ve bana `bir dakika burda patron benim, once benim dediklerimi yap, sonra sıra sana gelecek` dedi. Hevesim kursagımda kalmıstı. Ayaga kalktı elimden tuttu ve beni yatak odasına goturdu. Onu soymamı ve sonra soyunmamı istedi ama gittikce kabalasan bir ses tonu vardı ve bu bende, burda gercekten onun patron, benimse kole oldugum hissini uyandırıyordu. Iri goguslerini once sutyenin ustunden sonra da onu cıkartıp belki bir 20 dakika emdirdikten sonra etegını cıkartmamı emretti bana. Simdi karsımda ustu cıplak altında siyah tangası, jartiyerleri ve cızmeleriyle duruyor onu hayran hayran seyretmem hosuna gitmis olacak ki gulumsuyordu. Egilip bacaklarını operek tangasını cıkarttım ve onu yataga yatırdım. Benimki dimdik olmustu, onu isaret ederek, seninkini bana biraz emdirmek istermisin hayatım dedi, ben sadece basımı sallayabildim. Daha çok beklersin köpek…O anda hıc beklemedigim bir sekilde bana `daha cok beklersin kopek` dedi ve em bakalım simdi diyerek saclarımdan cekerek basımı bacaklarının arasına gomdu. Yalamaya basladıgımda amı sırılsıklam olmustu. Boyle yaklasık bir saat bızırını yalatıp emdirdi bana. Defalarca bosalmasına ragmen doymuyor, sacımdan cekerek kafamı amına basıyor ve bir yandan inliyor bir yandan da devam et kopek diye bagırıyordu. Benim cenem emip yalamaktan agrımaya baslamıstı ki bir kez daha bosaldı ve beni durdurdu. Ben artık sıra bana geldi diye sevinmeme kalmadan arkasını dondu ve kafamı saclarımdan cekerek kalcalarının arasına yerlestirdi ve bana simdi de gotumu yala bakalım dedi. Ben de caresiz, dilimle once got delıgının etrafını sonra da deligini sabırla yaladım. Bunun olabilecegini tahmin etmiyordum ama o burdan da cok tahrik oluyor, dilimi icine soktukca, durmadan kasılıyor yala kopek dıyerek bosalıyordu. Sonunda yalayacak takatim kalmayınca dogruldum ve artık ne olursa olsun diyerek yarragımı yavasca tukruklerimden kayganlasmıs gotune soktum. Itiraz etmemisti. Basını hafifce bana dogru dondurdu ve sakın bosalayım deme hayvan, daha seninle cok isim var diye emretti. Bu beni daha da tahrik etti. Zaten onu yalamaya basladıgım andan beri kalkık duran yarragım yavas yavas sızlamaya baslamıstı ve artık bosalmazsam patlayacagımı dusunmeye baslamıstım, ama bu emirden sonra, itaat etmezsem onu bir daha goremeyecegimi dusundum ve tum gucumle dayanmaya calıstım. Atık nerdeyse yarım saattir kopek pozisyonunda vurusuyorduk. Ikimiz de inliyor, soluk soluga efendimin daracık gotunde yarragımın girip cıkarken cıkarttıgı seslerle daha cok azıyorduk. Sonunda haykırarak kasıldı ve yataga serildi. Emrettiği gibi çizmelerini…Biraz soluklandıktan sonra yarragını cıkart gotumden dedi. Ben yavasca cıktım ve o bana yuzunu dondu, bacaklarını omzuma attı ve hadi bakalım isini yapmaya devam et, aygır, sıra amımda, onu sikerken de cizmelerimi yalarsın dedi. Hayatımda sexten boyle zevk alan bir yaratık gormemistim ve o benim sahibemdi artık. Ben bir yandan onu bacak omuzda beceriyor bir yandan da emrettigi gibi cizmelerini yalıyordum. Bana acımıs olsa gerek, hadi cıkart bakalım onları artık dedi ve onları cıkartmamla birlikte sırasıyla ayaklarını agzıma sokarak bana emdirmeye basladı. Jartiyerli ayaklarına cizmelerinin deri kokusu sinmisti ve nefis kokuyorlardı, ben bir yandan parmaklarını emiyor, ayaklarının altını yalıyor, bir yandan da yarragımla bana verdigi gorevi yapıyordum. Onursa bir yandan inliyor bir yandan da daha guzel em, daha ozenle yala, coraplarım tertemiz olsun diye emirler yagdırıyordu. Bense emrettigi her seyi yerine getirmekten baska birsey dusunmuyordum zaten. Az sonra bana, sakın o döllerini icime bosaltayım deme hayvan herif dedi ve gozlerini kapatarak sarsıla sarsıla bosaldı.Gozlerini actıgında ben de ona gozlerımle artık bosalabilmek icin yalvarıyordum, o anda ayaklarını gogsume koydu ve beni geriye dogru ittirdi, yarragım amından cıkmıs, onunde dimdik duruyordu. Bir ayagıyla onu gobegıme dogru bastırdı, parmaklayla ve tabanıyla yarragımı sıvazlamaya basladı, bu sırada dıger ayagını da yuzume dogru kaldırdı ve doru durust yala sunun altını yavsak dedı. Ayağının parmakları ağzımda…Ben buyuk bir askla yalamaya basladım ve yarragım onun guzel oksayıslarına daha fazla dayanamadı, corabına bosalmaya basladım. Bir ayagının parmakları agzımda, diger ayagını bileginden kavradım, yarragımı gobegımle dollerımden kayganlasan tabanının arasına sıkıstırdım ve tatlı tatlı gidip gelerek ayagının altına bosalabildigim kadar bosaldım. Daha once hic boyle bir zevk aldıgımı hatırlamıyorum, harikaydı. Efendimin yanına uzandım, dudaklarına ve vucdunun her yerıne kucuk opucukler kondurarak ona tesekkur ettim. Kalkıp dusumuzu aldıktan sonra beni kapıya ugurladı. Cıkarken bana artık senin efendin benim, seni istedigim her zaman kullanacagım dedi. Aradan bir hafta gecti ve beni hala aramadı, umarım kendine yeni bir kole bulmamıstır… :(Gönderen: Tolga B.